ÇABANIN AYIRIMSIZI

PAZAR’LIK

                                    ÇABANIN AYIRIMSIZI

                                                                                                          Ahmet GÖKSAN

                                                                                               ahmetgoksan45@gmail.com

            “Üç yıl Makarios’la işbirliği yapmaya çalıştım. Her konuda Rum-Türk ayırımı yaptığını gördüm. Kendisi geride durur, genç bakanlarını üzerimize saldırtırdı. Alınan her sonuç, O’na göre demokratikti. Anayasa’da Türklere açıkça verilmiş bir hak varsaydı, bunu engellemenin yolu ‘ret’ değil ertelemekti”. 1980

                                                                                                          Dr. Fazıl KÜÇÜK

            Bahar aylarının gelmesi ile başlayan hareketlilik ülkeler arasındaki ilişkileri de hareketlendiriyor. Yöneticilerin dışında halkın gündeme taşınan konulara ilgisiz kaldığı da bir başka gerçek oluyor. Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginlik gündemin başat konusu oluyor. Bu nedenle Amerika’nın bölgeden sorunlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Bayan Victoria Nuland’ın bölgeye gelerek bir dizi görüşmeler yaptığı biliniyor. Görüşmeleri sırasında Kıbrıs’ta yaşanan uyuşmazlığın çözümü konusunda ülkesinin görüşlerini bir kez daha açıklama gereğini duyuyor olması yanlı olduğunun da göstergesi oluyor.

Uzun yıllardır sıklıkla tekrarlanması nedeniyle artık tadının iyice kaçmış olmasına karşın iki bölgeli iki toplumlu çözüm önerisini yineliyordu. Yapılmış olan bu açıklama Kıbrıs Türk yöneticilerinin bugüne değin yapmış oldukları önerilerinin dikkate alınmadığının da göstergesi oluyor. Bu nedenle Kıbrıs Türklerinin ellerine tek seçenek bırakılıyor. Tek seçeneğin elde kalıyor olması çözümsüzlüğü de tetikleyen olgu oluyor. Bu durumda ise uyuşmazlığı çözebilecek anahtarın İngiliz Anahtarı olmasının bile yararı olmayacaktır. Bir başka yaşamsal önemdeki çalışma ise dışarıdan yapılmış olan yönlendirmelerden kaynaklanıyor.

Yunanistan’ın Başbakan eskisi Yorgo Papanderu ise yaşanmakta olan uyuşmazlığın çözümü konusunda da kaçıncı kez olduğu unutulan çözüm önerilerini yineliyor. BM’in artık kullanımdan kalkması gereken önerilerinin toplumların yararına olmadığı gerçeğinin de kabul edilmesi gerekiyor. Bu söylemi ile bir anlamda günah çıkarıyor olmaktadır. Çözümün anahtarının iki toplumun elinde olduğunun altını çiziyor. Sorumlu olduğu dönemde Kıbrıs Türklerini yok saydığı ve gereğini yapmayanların Kıbrıs Türklerine verecekleri hiçbir yol gösterme haklarının olmadığının bilinmesi gerekiyor. Bu noktada gölge etmesinler yeter.

Konuşmasının devamında “Şimdilerde Ukrayna’da yaşanan sorun bizi uyandırdı” değerlendirmesini yaptıktan sonra “Dikkatli olmamız halinde barışın ne kadar kırılgan olabileceğini görüyoruz. Bence burası (Kıbrıs) Yunanistan ve Türkiye’nin olmadığı bir alan ve Kıbrıs halkının Rumların ve Türklerin kendi başlarına anlaşmalarına izin vermeliyiz. Adada iki toplumun bu noktada anlaşmaları Türk - Yunan ilişkilerinin çözümüne de örnek olacaktır” diyor. Türkiye – Yunanistan ilişkilerinin düzeltilmesi için sürgit ettirilen müzakerelerden sonuç alınamadığını da anımsatmak istiyoruz.   

             “Doğu Akdeniz’deki gazın adada çözüm bulmaya yardımcı olacağı bir alan olmalı”. Kıta sahanlığı konusunda ise “bölge ülkelerinin bir araya gelerek kıta sahanlığı konusunun nasıl tanımlanması sorusuna da  inandırıcı bir anlaşmanın gerekli” olduğunu vurguluyor. Enerji konusunun barış için bir katalizör olacağı umudunu taşıdığının altını çiziyor… Yüksek enerji maliyetlerinin nerede ise bütün ülkelerin ekonomilerini tehdit ettiğinin de bilinmesi gerekiyor. 

            Dünyanın çalkantılı bir dönemden geçtiğinin biliniyor olmasına karşın önümüzdeki dönemi ülkemiz için güzel bir şekilde yeniden düzenlememizi gerekli kılıyor mu ne…

            SEVGİ ile kalınız…

                                                                                               15 Nisan 2022  -  Ankara  -  

 

Sayfamızı Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0 )
  • ...

Yorum Ekleyin