KIBRIS TÜRK HALKININ TOPLUMSAL DİRENİŞ BAYRAMI KUTLU OLSUN

Kıbrıs Türk Kültür Derneği

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun tapusu niteliğindeki uluslararası temel belgesi olan, Lozan Barış Antlaşması’nın 100. Yılının kutlandığı tarihsel ve milli önemi çok büyük olan bir ortamda Kıbrıs Türk Halkının, Kıbrıs’ın yönetiminin tamamen geçici olarak İngiltere’ye devredildiği 12 Temmuz 1878 yılına kadar bir geçmişe uzanan milli varoluş savaşımı 1 AĞUSTOS TOPLUMSAL DİRENİŞ BAYRAMIMIZI kutluyoruz. Kıbrıs Türk halkı bağımsızlık, özgürlük ve egemenliğini Milli Varoluş Savaşımı ile kazanmıştır.

Bugün 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı’nı, Kıbrıs’ın Türkler tarafından fethinin 452’nci, Rum-Yunan Terör Örgütü EOKA’nın ENOSİS mücadelesine karşı varlığını korumak için kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşunun 65’inci ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın kuruluşunun 47’inci yıl dönümünde, Kıbrıs Adası’nda varlığımızın temel taşlarının oluşturulduğu tarihleri toplu olarak kutluyoruz. Bu nitelikleriyle 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı, Kıbrıs Türk Halkı’nın, Milli Varoluş Savaşı’nın bütününü ifade etmektedir.

Kıbrıs Türk halkı özgür, tam bir güvenlik içinde bağımsız ve egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, acılarla dolu soykırım planları tehditlerini ve risklerini artık yaşamamaktadır. Bu güvenlik, huzur ve barış ortamını sağlayan temel olgu Türk halkının ortaya koyduğu inançlı ve kararlı direniş mücadelesi süreçlerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin destekleri ve katkılarıyla sağladığı tarihsel başarılardır.

Türk halkı milli varoluş mücadelesi süreçlerinde ortaya koyduğu direnişiyle, Makarios-Grivas’ın Yunan Genelkurmayı’nın Yunan subayları komutasındaki faşist EOKA örgütünün terör eylemleriyle uygulamaya başlanan Türkleri imha planları, 1963 Akritas Soykırım Planı ve 1974 İphestos Planı gibi Kıbrıs’taki Türk varlığını hedef alan planlara geçit vermediği için bugün özgür, bağımsız ve egemen bir halk olarak kendi egemen devletinde güven içinde varlığını sürdürmektedir. Rum-Yunan ikilisinin emperyalist devletlerin destek ve yönlendirmesinde uygulamaya koyduğu soykırım planlarının başarıya ulaşmasını Türk halkı Toplumsal Direnişi ile engellemiştir.

Halkımızın başarılı Toplumsal Direnişi’nin bir sonucu olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve siyasi coğrafyasını belirleyen 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı ile bağımsızlığa ve özgürlüğe ulaşılmıştır. Uluslararası düzeyde devletler hukuku temelinde hukuki temeli sağlayan 100. Yılını kutladığımız Lozan Barış Antlaşması’nın 16. Maddesinde yer alan, İnönü Heyeti’nin başardığı düzenleme temel dayanak noktası olmuştur. 

Egemen ve Bağımsız devletimizde milli günlerimizi her geçen yıl daha güçlü geleceğimizin güveni ve coşkuyla kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kıbrıs Türk halkına böylesi bir ortamı sağlayan sürecin başarılı temellerini atan milli varoluş mücadelemizin bayramını idrak ediyoruz. 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramımız kutlu olsun.

 

 

1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı, Kıbrıs Türk Halkının Kıbrıs Adası’nda gerçek kurtuluş hareketinin ve bağımsızlığının önemli ulusal bayramlarından biridir. Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs’ta bağımsız, özgür ve tam güven içinde kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde egemen bir halk olarak yaşamaktadır. Bunu sağlayan temel taşlardan biri Toplumsal Direnişi’dir. Halkımızın Toplumsal direnişinin öncü gücü Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) ve kahraman Mücahitlerimizdir, Türk Silahlı Kuvvetleridir. Hiç kimsenin ve hiçbir tarafın Kıbrıs Türk halkının var oluş savaşını, Toplumsal direnişini ve bu direnişin örgütlü silahlı gücü TMT’yi itibarsızlaştırmaya,  Kıbrıs gerçeklerine aykırı, doğru olmayan değerlendirmeler yapmaya hakkı ve yetkisi yoktur.

Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türkü’nün ulusal direnişi ve var olma mücadelesini EOKA, AKRİTAS ve İFESTOS terörüne, soykırım planlarına, etnik temizlik uygulamalarına ve Rum-Yunan güçlerine karşı sürdüren bir MUKAVEMET örgütüdür. Kalın çizgilerle çiziyoruz ki TMT tam anlamıyla bir mukavemet örgütü olarak Kıbrıs Türk halkını Rum-Yunan terör örgütlerinin silahlı saldırılarına karşı koruyan, Kıbrıs’ta Türk varlığının sürdürülmesinde etkin rolü olan bir örgüttür.

TMT, Rum-Yunan ikilisinin planlı, amaçlı ve örgütlü altyapısıyla EOKA terör süreciyle başlayan, 21 Aralık 1963 yılında Türklere karşı Akritas Planı ile devam eden soykırım ve etnik temizlik saldırılarına karşı gerçekleştirdiği on bir yıllık milli direniş ve varolma savaşımı sürecinde 1974 Faşist Yunan Cuntası darbesine karşı Türk Mukavemet Teşkilatı’nın örgütlediği güçler direnmiştir. Bu güçler, bir noktada, bir şekilde ve bir anlamda, Barış Harekâtı’nın başarıya ulaşmasında, belirli noktalarda köprübaşı görevini yürütmüştür. Onun için, Kıbrıs Türk halkının varoluş savaşında, Türk Barış Harekâtı’nın daha etkin ve az bir kayıpla başarıya ulaştırılmasında önemli bir rolü olmuştur.  

Yunanistan ve Kıbrıs Rumları, Türk halkının insan haklarının temelini oluşturan yaşam hakkını ve egemen halk kimliğini bir türlü içlerine sindirememekte, kabul edememekte, Kıbrıs Adası’nın tek egemeni olmak, Yunan adası haline getirmek istemektedir. Bunun nedenledir ki soykırım ve etnik temizlik planlarıyla Kıbrıs Türklerini “imha etmek” için Barış Harekatına kadar planlı katliamlar, etnik temizlik ve soykırım yöntemleri uygulamıştır. Bu ana hedeflerinden ve amaçlarından vazgeçmiş değillerdir. Ancak yöntem değiştirerek “Yumuşak Güç” yönetmeleriyle hedefe varmak istemektedirler. Yunanistan Başbakanının ve yetkililerinin, işgalci Kıbrıs Rum Yönetiminin yeni yönetim başkanı Hristodulidis’in verdikleri resmi demeçler ve yaptıkları açıklamalar bu gerçeği tartışmasız ortaya koymaktadır.   Federasyon karşıtı, ESOSİS yanlısı terör güçlerinin desteği ile seçilen Rum yönetiminin yeni Başkanı Hristodulidis seçilir seçilmez kırmızıçizgileri olarak açıkladığı ve dünya kamuoyuna ilan ettiği bir anlaşmanın ancak sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin devam edeceği, AB kuruluş ilkeleri ve müktesebatının esas alınacağı, Türkiye’nin garantör olmayacağı ve garantörlük sisteminin iptal edileceği,  Türk askerlerinin tamamının adadan çıkarılacağı, Türkiye kökenli vatandaşlarımızın geri gönderileceği, bütün Rum göçmenlerin yerlerine döneceği ve Türk işgaline son verecek bir anlaşmanın olabileceği koşullarını sıralamıştır. Bu koşullar Rum-Yunan ikilisinin gerçek hedeflerinin, amaçlarının bir kez daha değişmez olduğunu ortaya koymaktadır.

Kıbrıs uyuşmazlığının sonlandırılmasının tek bir yolu vardır. Bu da Kıbrıs gerçekleri temelinde bir uluslararası antlaşmadır. Bu gerçekler ise Kıbrıs Adası’nda iki ayrı egemen halkın varlığı, bu halkların bağımsız ve egemen Devletleri, Kıbrıs ve bölge üzerinde uluslararası Kıbrıs Antlaşmalarıyla kurulmuş olan dengelerin varlığıdır. Böylesi Doğal bir uzlaşma Rum-Yunan tarafının Crans Montana görüşmelerinde masayı devirmelerinden sonra Türk tarafının BM’de de ifade edilen iki bağımsız egemen devletin varlığı temelinde oluşacak bir antlaşma ve bu egemen devletlerin iyi dostluk ve işbirliği içinde varlıklarını koruyacak bir barış ortamının sağlanmasıdır. Böyle bir antlaşma için de ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığının kabulü ile görüşme masasına oturulmalıdır. Bunu için de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Türkiye’nin kararlı, tutarlı ve istikrarlı sürecin sürdürülmesine devam edilmesi temel koşuldur.

Rum-Yunan ikilisinin ortaya koyduğu gerçekler ışığında, hukuk, adalet, hakkaniyet ilkelerini ve insan haklarını tanımaz yayılmacı mücadelesine karşı Kıbrıs Türk halkı, tarihten gelen haklarını ve uluslararası antlaşmalarla elde ettiği hak ve statüsünü kaybetmemek, azınlık statüsüne düşmemek, Rum egemenliği ve baskısı altında yaşamamak için egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinde yeni koşullarda direnişini sürdürmeye devam etmelidir.

1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı’mızı kutladığımız bugünde, Kıbrıs Türk halkının DİRENİŞİ ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatma, egemenlik ve bağımsızlığını koruma, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün geleceğimizin kesin güvencesi olduğu, asla vazgeçilemeyeceği bilinciyle kararlılıkla savunmak zorundayız

Yaşanan ve var olan Kıbrıs gerçeklerini asla unutmadan, geleceğimizin daha aydınlık ve daha güçlü olacağı kesin inancımızla 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı’mızı kutlarız.

Kıbrıs Türk halkının milli direniş ateşini yakan başta Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş olmak üzere diğer mücadele yöneticilerimize, Kahraman Mücahitlerimize, Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Gazilerimize Şükranlarımızı sunar, Şehitlerimize Allah’tan Rahmet diler, şükran duygularımızı sunarız.  

   

                                                      KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ

                                                   YÖNETİM KURULU

Sayfamızı Paylaşın: