Kıbrıs adasının 1878 yılında İngiltere tarafından geçici bir süre “kiralanmasının” ardından Kıbrıslı Türklerin de adadaki örgütlü mücadeleleri hız kazanmaya başlar. Birinci Dünya Savaşı öncesinde toplanan Milli Kongre, hemen savaş arifesinde başta Dr. Behiç Bey, Dr. Esat Bey ve Hasan Karabardak tarafından örgütlenen ve başta Kıbrıslı Rumlar olmak üzere İngilizleri de korkutup ürküten bir teşkilatlanmaya giden Kıbrıslı Türkler aynı faaliyetlerine İkinci Dünya Savaşı sonrasında da devam ederler. Özellikle Grivas tarafından ve Yunanistan destekli olarak teşkil edilen EOKA tedhiş örgütünün 1 Nisan 1955 tarihinden itibaren adayı kan gölüne çevirmeye başlamasıyla beraber Kıbrıslı Türklerin de can, mal ve namuslarını korumaya yönelik girişimleri ortaya çıkmaya başlar ve bu girişimlerin nihai sonucu bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yasal ve meşru Silahlı Kuvvetleri konumunda olan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının da çekirdeğini teşkil eden Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) olarak kendisini gösterir.#
Adada yaşayan Kıbrıslı Türklerin Rumların kendilerine yönelik can ve mal ve namusa karşı girişimlerine karşı teşkil ettikleri organizasyonlar yanında çeşitli zamanlarda ve sebeplerle adadan ayrılmış Kıbrıslı Türklerin oluşturdukları dernek ve cemiyetler de söz konusudur. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında hareketlenme görülen Kıbrıs Türk siyasi hayatı ve örgütlenme girişimlerine paralel olarak Türkiye’de yaşayan Kıbrıslı Türkler de haklarını korumak, bir araya gelmek ve güç oluşturmak amacıyla çeşitli organizasyonlar oluşturmaya başlar. Bu çalışma her ne kadar Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs dışında kurdukları bütün kurum, kuruluş ve derneklerle ilgili olmakla beraber ağırlıklı olarak bugün Kıbrıslı Türkleri Türkiye’de temsil eden tek dernek konumunda olan Kıbrıs Türk Kültür Derneği üzerinde duracaktır.
KIBRIS OKULLARINDAN YETİŞENLER CEMİYETİ
Kıbrıslı Türkler tarafından ada dışında oluşturulan bu organizasyonlardan birisi de Kıbrıs Okullarında Yetişenler Cemiyeti’dir; ancak bu cemiyetten önce oluşturulan bir başka dernek ise 1932 yılında tesis edilen Kıbrıs Türk Talebe Birliği’dir. Birliğin kurucuları arasında Orman Mühendisi Mahmut Turgut, Dr. Doğan Münir Başar, Enver Salim, Orman Mühendisi Turgut Albay, Albay Şükrü, Eczacı Şevket, emekli İstanbul Vali Muavini Avukat Şevket Yurdakul, Ekrem Şölen, Orman Mühendisi Celal Sılay, Fevzi Ali Rıza, Diş Hekimi Fikri Cin, Hâkim Ali Vahit, Eczacı Fevzi Cin, Hasan Ali Rıza, Nusret Sadık, Lahey Basın Müşaviri M. Ali Pamir, Veteriner Arif, Diş Hekimi Ali Nihat, Topçu Albay Reşat, Veteriner Refik, Veteriner Yavuz bulunmaktadır.# Buna göre 16 Şubat 1946 tarihinde bir araya gelen Kıbrıs okullarından yetişen “arkadaşlar” bu cemiyeti kurarlar. Derneğin kuruluşunu Osman Örek şu sözlerle ifade eder;#
“...Savaş bittikten sonra Türkiye yolu açıldı ve ben yüksek tahsil için Türkiye’ye gittim. O zaman 3-4 yıllık lise mezunları biriktiği için Türkiye’ye toplu halde bir gidiş olmuştu. Türkiye’ye gittiğimize savaş yılları nedeniyle, meydana gelen kopukluk nedeniyle, orada da Kıbrıs sorununun ve Kıbrıs’ın durumunun bilinmediğini, hiç kimsenin de Kıbrıs ile ilgilenmediğini gördük. Bu boşluğu doldurabilmek için, Türkiye’de Kıbrıs’ı tanıtmak için bir örgütlenme faaliyetine giriştik. Amaç, Kıbrıs’ı tanıtmak ve Kıbrıs sorununun ne olduğunu Türkiye kamuoyu ve hükümetine benimsetmek idi. O zaman Türkiye tek partili sistem içinde idi ve Dernekler Yasası mahalli esaslara göre bir dernek kurulmasına müsaade etmiyordu. Bu nedenle, Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti’ni kurduk (Şubat 1946). Bizden bir kuşak öncesi, Türkiye’ye gelmiş olan arkadaşları da ziyaret ederek onlardan da yardım ve destek aldık... Tegi Bey, Manizade vs...”
Kurucu üye olarak bir araya gelen Kıbrıslı gençler, kurulan cemiyetin amaçlarını ise şu şekilde belirlerler;#
1-Üyeler arasında karşılıklı bir tanışma ve bağlaşma kurmak,
2- Milli kültür seviyesini yükseltmeye çalışmak,
3- (b) fıkrasını yerine getirmek için ameli, ekonomik ve terbiyevi konularda konferanslar ve temsiller tertip etmek,
4- Tahsil için anayurda gelecek yurttaşlara yol göstermek, yurt temin etmek ve karşılaşacakları zorlukları önlemek için Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer makamlar önünde gerekli teşebbüsatta bulunmak,
5- Kıbrıs Türk okulları öğrencilerinin medeni ve kültür seviyesini sağlamak maksadıyla Kıbrıs eğitim programını Milli Eğitim Bakanlığı programlarına uydurmak üzere gerekli faaliyette bulunmak,
6- Yüksek tahsilini bitirenlerden çok iyi derece kazanmış, zekâ ve ahlak itibarıyla temayüz etmiş olanlara cemiyetin mali vaziyeti müsait olduğu takdirde ecnebi memleketlerde tahsillerini bitirinceye kadar, sınıfta kalmamak şartıyla imkân nispetinde maddi yardımda bulunmak,
7- Bütün bu maksatlara yardım edecek aylık bir dergiyi basıp uygun olarak yayımlamak. Cemiyetin kuruluş aşamasında aldığı bir diğer önemli karar ise “Cemiyetin din ve siyasetle ilgisi yoktur.” hükmüdür. Söz konusu bu karar daha sonra 29 Kasım 1948 tarihinde Ankara’da kurulacak olan Kıbrıs Türk Kültür Birliği# ve yine Ankara’da 11 Aralık 1948 tarihinde tesis edilecek olan Kıbrıs Türk Kültür derneği için de geçerli olacaktır. Uzun ömürlü olmayan ve kısa bir süre sonra Kıbrıs Türk Kültür Derneği’ne dâhil olarak kendisini fesheden Kıbrıs Türk Kültür Birliği de bu hükme uygun bir yol izler. Aynı şekilde bugün de Ankara merkez olmak üzere İstanbul, İzmir, Antalya ve Mersin şubeleriyle Kıbrıs Türk Kültür Derneği de din ve siyaset dışı bir politika izlemek suretiyle sosyal ve kültürel faaliyetlerine devam etmektedir. Her ne kadar zaman zaman bazı kişilerin derneğin adını kullanmak suretiyle kendilerine siyasi ve ekonomik getirim sağlama girişimleri söz konusu olsa da Kıbrıs Türk insanının varoluş mücadelesinde önemli bir misyonu üstlenen ve son derece güç şartlarda, özellikle Kıbrıs adasında EOKA faaliyetlerinin yavaş yavaş kendisini gösterdiği bir dönemde Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Türkiye bağlantılı girişimleri hep Kıbrıs Türk Kültür Derneği desteğiyle hayata geçirilir.# Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti’nin genel merkezi İstanbul’dadır ve kuruluş çalışmalarının bittiği dönemde başka bir yerde de şubesi söz konusu değildir. Cemiyetin kurucu üyeleri Doç. Dr. Necdet Sezer, Avukat Celal Adal, Tüccar Sait Dormen, Eczacı Fevzi Cin, Avukat Necmettin Gültekin, Avukat Kemal İren ve Doç. Dr. Derviş Manizade ile Profesör Hilmi İleri ve Dr. Orhan Birman’dır. Cemiyetin idare heyeti ise sekiz kişiden oluşmaktadır. Cemiyetin idare heyetinde yer almayan tek kurucu üye ise Dr. Orhan Birman olur. Cemiyet kuruluş aşamasını tamamladıktan sonra üç türlü üye kabulüne başlar. Buna göre Kıbrıs okullarında okumuş olan on sekiz yaşını geçmiş, medeni haklara sahip olan ve herhangi bir suçtan mahkûmiyeti bulunmayanlar asli üye kaydedilir. Kıbrıs okullarından mezun olmayan; ancak “yüksek mevki işgal eden” ve cemiyete manevi destek sağlayacak kişilerle Kıbrıs okullarında öğretmenlik yapmış olanlar veya iki üye tarafından cemiyete tavsiye edilen kimseler yönetim kurulu kararıyla fahri üye olarak kabul edilirler. Bunun dışında derneğe ayrıca hami üyeler de kabul edilir. Söz konusu bu hami üyeler ise devlet ve hükümet başkanları ile milletvekilleri ve derneğe maddi yardımda bulunan kimselerdir. Cemiyetin ilk kurulduğu dönem içerisinde yıllık üyelik aidatı 120 lirayı geçmeyecek şekilde planlanır. Derneğin 16 Şubat 1947 tarihli toplantısında idare heyetine Sırrı Dökünter, Hasan Ünkan, Ziver Uras, Hilmi İleri, Derviş Manizade, H. Nevzat Karagil, Celal Adal, Selahaddin Balcıoğlu seçilir.
KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ’NİN KURULUŞ AŞAMASI
Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin kurucu üyeleri Başbakanlık Umumi Murakabe Heyeti Mütehassısı Mehmet Ali Pamir, Müteahhit Semih Atayurd, Bayındırlık Bakanlığı mütercimi Kemal Oram, İstatistik Genel Müdürlüğü Dış Ticaret İstatistikleri Müdürü Nefi Korürek, Kızılay Genel Merkezi Neşriyat Servisi şefi Halil Fikret Alasya ve veteriner Nafiz Erus’dan oluşmaktadır. Kıbrıs Okullarından yetişenler Cemiyeti sonrasında kurulan ikinci cemiyet olan Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin kuruluşu ile ilgili çalışmalar ilk defa olarak “Müteşebbis Heyet” imzalı 11 Aralık 1948 tarihli bir kamuoyu açıklamasıyla duyurulmuştur;
“Aziz hemşehri,
Uzun çalışmalardan sonra hazırladığımız ana nizamname 11 Aralık 1948 tarihinde Ankara Valiliğine verilmiş ve İstanbul’daki cemiyet ile el ele vererek çalışmak üzere Kıbrıs Türk Kültür Derneği adlı cemiyetimiz resmen teşekkül etmiştir. Aşağıda yazılı gündemdeki konuları müzakere etmek ve seçimlerimizi yaparak biran evvel faaliyete geçmek için ilk genel kurul toplantısı önümüzdeki 19 Aralık 1948 Pazar günü saat 13.30’da Ankara Halkevi’nde yapılacaktır. Kıbrıs Türk davasının önem kazandığı bu sırada hükümet merkezinde yapacağımız bu ilk toplantıya sizin de şeref vermenizi ve bu davetiyemizi tanıdığınız her Kıbrıslıya ve Kıbrıs davası ile ilgili her vatandaşa ileterek kendilerini bu toplantıya iştirake davet etmenizi derin saygılarımızla rica ederiz.
Derneğin bu ilk toplantıdaki günden maddeleri ise müteşebbis heyetin gündem hakkındaki izahları, tüzük üzerinde görüşmeler, organların teşkili ve dileklerin görüşülmesi olarak belirlenir. Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin “Yayın No.1” olarak kamuoyuna duyurduğu Ankara 1948 tarihli ana tüzüğü şu başlıklardan oluşmaktadır;
“Madde 1- merkezi Ankara’da olmak üzere 11 Aralık 1948 tarihinde Kıbrıs Türk Kültür Derneği adıyla bir cemiyet kurulmuştur.
Madde 2- Derneğin amacı:
A- Kıbrıs Türkleri arasında, cemiyetleşme ve yardımlaşma ve fikirlerin gelişmesine ve her nevi aşırı sağcı ve solcu cereyanlardan uzak, demokratik ve millici bir terbiye ve kültürün yerleşmesine çalışmak.
B- Tahsil amacıyla Kıbrıs’tan anayurda gelen Türklere yol göstermek ve Türkiye’nin kültür müesseselerinden en iyi şekilde istifade etmeleri için gereken bütün kolaylıkları sağlamak.
C- Kıbrıs Türkleri arasında geniş ölçüde kültürel, sosyal ve ekonomik kalkınmaya sağlayacak ve Kıbrıs Türk cemaatinin rakip çoğunluk unsuru karşısında kendi varlığını koruyabilen iktisadi ve içtimai bir duruma yükselmesine yardım edecek tedbirler üzerinde tetkik ve araştırmalar yapmak ve bu yolda gereken her nevi faaliyette bulunmak.”
Derneğin merkezinin Ankara olduğu bir kere daha vurgulanan tüzükte ayrıca dernek adresi de Selanik Caddesi, No.12, Erkut Apartmanı Daire 5, Ankara olarak belirtilir. Derneğin bu gayelere ulaşmak için belirlediği ilkeler ise şu şekildedir;
“1- Üyelerinin yukarıda A fıkrasında tayin ve tespit edilen esaslar çerçevesinde cemiyetçi, yardımsever, demokratik ve millici bir terbiye ve kültüre sahip olmaları ve gerek anayurda, gerekse Kıbrıs Türklerine yararlı birer unsur olarak yetişmeleri için gerekli bütün tedbirleri alır. Gayesine uygun ilmi mevzular üzerinde konferanslar ve sair toplantılar tertip eder; kültürel sahada kalmak ve siyasetle hiçbir ilgisi olmamak üzere dergi yayımlar; bu gayeye hizmet eden diğer kültür cemiyetleri ile işbirliği yapar.
2- Kıbrıs’tan anayurda gelecek öğrencilerin tahsil müesseselerine kolayca yerleşmeleri için ilgili makamlar nezdinde tavassut ve teşebbüslerde bulunur. Öğrencilere yurt temin etmeğe çalışır veya lüzum göreceği yerlerde öğrenci yurtları açar. Fakir öğrencilere ve derneğin müzaheretine muhtaç ve layık görülen diğer üyelerine maddi, manevi her türlü yardımda bulunur.
3- Kıbrıs adasındaki Türk eğitim kurulları ile temas ederek Kıbrıs Türk eğitim programını Türkiye eğitim programlarına uydurmak için gereken teşebbüsleri yapar. Adanın Türk unsuruna ait lise, orta ve ilkokullarında çalışacak olan öğretmenleri ve Kıbrıs Türklerinin kültür yönünden kalkınmaları için lüzumlu elemanları temine ve yetiştirmeğe çalışır. Kıbrıs’ta lüzum göreceği yerlerde kitaplıklar ve okuma odaları açar; sosyal faaliyette bulunacak her nevi yardımsever cemiyetlerin kuruluşunu ve inkişafını teşvik eder.
4- Kıbrıs okullarından yetişen kabiliyetli öğrencileri anayurda celp ederek sanat, ticaret ve sair meslek okullarında tahsillerine ve adaya dönmelerini temin eder. Kıbrıs’taki Türk banka ve kooperatif memurları ile ticaret erbabı ve her türlü sanatkâr ve işçilerin Türkiye milli bankalarında, kooperatif merkezlerinde ve Türk ticari ve sınaî müesseselerinde staj görmeleri için gereken teşebbüsleri yapar. Kıbrıs’taki kurumlar ve müesseselerle temasa geçerek Türk unsurunun iktisaden kalkınması için Kıbrıs’ta alınması lazım gelen tedbirleri üzerinde teklif ve telkinlerde bulunur. Türk cemaati arasında tasarrufu, zirai faaliyette olduğu kadar sınaî ve ticari teşebbüslerde de tesanütü kooperatifçiliği ve elbirliği ile çalışmayı teşvik eder.
5- Tahsillerini anayurtta ikmal etmiş olan Kıbrıslıların mecburi hizmetlerini Kıbrıs’ta yapmaları için gereken teşebbüslerde bulunur; Kıbrıs’ta hizmette bulunmuş olup anayurda gelen Kıbrıslıların oradaki hizmetlerinin kıdem, terfi ve emekliliklerinde nazarı itibara alınmasını temine çalışır.
6- Türkiye ile Kıbrıs arasında spor temasları ve her türlü kültür münasebetleri tesisine gayret eder. Türk tiyatro ve sair kültür teşekkülleri çalışmalarının ve halkevleri faaliyetlerinin Kıbrıs’a teşmiline çalışır, seyahatler, sergiler, temsiller ve konferanslar tertip eder.
7- Yukarıdaki fıkralarda zikredilmeyen fakat derneğin esas gayelerine uygun olan diğer her nevi faaliyette bulunur.
8- Derneğin siyasetle hiçbir ilgisi yoktur. Dernek milli birlik ve bütünlüğü bozan her nevi bölgeciliğe ve hizipçiliğe aleyhtardır.”
Bu arada kamuoyunun artarak büyüyen ilgisi karşısında Kıbrıslı Türklerle ilgili haberleri duyurmak amacıyla bir dergi hazırlığına girişilir ve bunun sonucunda da ilk sayısı 8 Kasım 1948 tarihinde yayımlanan Yeşilada dergisi hizmete girer.# Öte yandan Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyetinin daha sonraki dönemde olağanüstü genel kurulu ise cemiyet başkanı Doç. Dr. Derviş Manizade başkanlığında 26 Aralık 1948 Pazar günü Eminönü Halkevi binasında yapılır. Bu toplantıda gündem maddesi ise cemiyet adının değiştirilmesini tartışılıp görüşülmesi, ana nizamnamenin değiştirilmesi, idare heyetinin çalışma raporunun okunması ve ibrası, yeni idare heyeti ile murakıplar ve haysiyet divanının oluşturulması ile dilek ve temennilerden oluşmaktadır. Bu cemiyetin kuruluş aşamasını tamamlamasından sonra İzmir’de de bir şube açılır. 6 Mart 1949 Pazar günü İzmir Fuar Gazinosu’nda yapılan toplantıyla idare heyeti tespit edilir. Bu toplantı öncesinde kongre başkanlığına Niyazi Denker, kongre başkan vekilliğine Dr. Ali Rıza ve kongre kâtipliğine de Cemal Yargıç ile Remzi Akmoral getirilir. Toplantıda ilk sözü ise Ankara Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Merkezi’nden gelen dernek başkanı Nef’i Korurek yapar ve “İzmir zafere ulaşılan son nokta, Türk istiklalinin ve zaferinin tekâmül ettiği bir yerdir. Bugün burada ulvi bir maksat için toplanmakla büyük bir bahtiyarlık hissediyorum.” dedikten sonra birisi İstanbul’da Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti, diğeri de Ankara’da Kıbrıs Türk Kültür Derneği olmak üzere iki cemiyetin kurulması için çaba sarf edildiğini ifade eder. Korurek yaptığı konuşmada Ankara ve İstanbul’da iki ayrı derneğin aynı amaçla kurulmuş olmasının fayda yerine zarar getirdiğini de sözlerine ekler. Ankara’ya döndükten sonra durumu arkadaşlarıyla değerlendireceğini belirten Korurek ayrıca “Gayemiz arkadaşlarımızın ve hemşerilerimizin ilmi bakımdan teşkilatlanmaları ve gelişmeleri için çalışmaktır. Kıbrıs’tan gelirken içimizde tek bir his vardı; anavatan kavuşmak ve bu hür havayı teneffüs etmekti. Kıbrıs’taki Türkler bu havadan mahrumdur. Kıbrıs’ta yaşayan eski Türk kahramanlarının ahfadı olan Kıbrıslıları düşünmek borcumuzdur. Kıbrıs’ın Anadolu’dan ayrı bir parça olmayışını düşünerek oradakiler gibi düşünmek borcumuzdur...”ifadelerine de yer verir. Kongre başkanı Niyazi Denker ise yaptığı konuşmada ayrı ayrı cemiyetler bulunması ve kuvvetin bir araya gelmek yerine parçalanması hususunda “...maksat ve gaye aynı olmakla beraber idari bakımdan Ankara ve İstanbul’daki arkadaşlarımızın izah ettiğim gibi ayrı ayrı# bulunmaktadır. Biraz evvel izah ettiğim veçhile Ankara ve İstanbul’daki arkadaşlarımızı tatmin edecek bir formül bulduk. Bu arkadaşlarımız Ankara ve İstanbul2a döndüklerinde oradaki arkadaşlarına keyfiyeti anlatacaklar ve bu suretle tek bir cemiyet halinde kurulmamız yolunda lazım gelen muamele yapılacaktır. Eğer bu arkadaşlar İzmir’de bulunan formülü kendi arkadaşlarına kabul ettiremezlerse halen başkanlıklarına seçildikleri Kıbrıs cemiyetlerinden istifade edip çekileceklerdir. Biz şimdi burada toplu bir halde bulunduğumuza göre sizlere şu teklifte bulunmak isterim. Merkezi İstanbul’da bulunan Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti’nin şimdilik İzmir’de de bir şubesini kuralım ve gerek Ankara ve gerekse İstanbul’da bulunan formül üzerine yeni cemiyetin tüzüğünün yapılmasını bekleyelim. Eğer Ankara ve İstanbul’daki arkadaşlar bulduğumuz formülü kabul etmezlerse biz de Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti üyeliğinden çıkarız. Çünkü aksi takdirde aramızda ayrılık olacaktır. Hâlbuki isteğimiz, gaye aynı olduğuna göre tek cemiyet adı altında çalışmaktır. Ankara’da başka, İstanbul’da başka adlar altında aynı gaye için çalışmak fayda yerine zarar verir.” Daha sonra üzerinde konuşulan ve görüş birliğine varılan konu ise Türkiye Cumhuriyeti devletinin de başkenti olan Ankara’da bir Genel Kurul oluşturulması ve İstanbul ve İzmir’in de şube olarak göreve devam etmesidir. Zaman zaman dernek merkezini İstanbul’a aktarmak için farklı amaçlara hizmet eden bir takım girişimler söz konusu olsa da örnek olarak alınan Kızılay Genel Müdürlüğü’nde de olduğu üzere bütün bu kurum ve kuruluşların genel merkezleri Ankara’da bulunmaktadır. Bu toplantıda son olarak yapılan seçimler neticesinde Dr. Ali Rıza Bıyıklıoğlu, Niyazi Denker, Rauf Alçıner, Lütfü Kantarcı, Emine Nusret Ergün, Penbe Gören ve Süha Göksel yönetim kuruluna seçilir.
DERNEKLERİ BİRARAYA GETİRME ÇABALARI
2 Eylül 1949 Cuma günü akşamı İstanbul’da Derviş Manizade’nin evinde yapılan toplantıya İstanbul’dan Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti Başkanı Derviş Manizade, genel sekreter Münir Başar, veznedar Tali Gül, Reşit Nomer, İzzet Aker, ayrıca Kıbrıslı tüccarlardan Suphi Kenan ve Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Başkanı Nefi Korurek katılır. Söz konusu bu toplantıda gerek Ankara’daki ve gerekse İstanbul’daki derneğin faaliyetleri hakkında görüş alışverişi yapılır ve toplantı sonrasında alınan kararlar kamuoyuna açıklanır;
1-Her türlü faaliyet ancak Kıbrıs Türklüğünün bekasını temine matuf olacak ve bu maksatla Kıbrıs Türklerinin sosyal, ekonomik, kültürel kalkınmasına çalışılacaktır.
2- Bu hedefe en iyi şekilde ulaşabilmek için ana statü bu maksada en uygun şekilde tanzim ve tertip edilecektir. Bu iki prensibin ışığı altında ana statünün çerçevesini çizmek üzere yapılan fikir teatisinde aşağıdaki esaslar tespit edilmiştir:
I- Kurucuları Kıbrıs Okullarından yetişenler Cemiyeti ile Kıbrıs Türk Kültür Derneği olmak üzere bir birlik meydana getirilecektir. Birliğin adı Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Birliği olacaktır.
II- Kıbrıslıların toplu bulundukları Adana, Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir, Mersin gibi bölgelerde otuzdan fazla üye temin edebilen yerlerde bölge birlikleri kurulacak ve bölge birlikleri kendi bölgeleri çevresindeki faaliyetleri için tam bir otonomiye sahip olacaklardır.
III- Merkez kongresini her bölgenin nispi temsil esası üzerine seçeceği temsilciler teşkil edecektir. Merkez kongresi bir veya iki senelik devrelerde toplanacaktır. Toplantılar tertip edilecek sıra dâhilinde olmak üzere her devirde ayrı bir bölgede yapılacaktır.
IV- Bölge birliklerinin organlarından olmak üzere merkez genel kurulu tarafından her devrede belirli miktarda asli ve yedek üyelerden müteşekkil bir merkez organı (idare faaliyeti, murakabe heyeti vs.) meydana getirilecektir. Bu organ bölgelerin üstünde olmak üzere koordine edici bir nizam dâhilinde tertip edilecektir. Cemiyeti ancak bu organ (hükümet Kıbrıs’taki kurumlar ve diğer teşekküller nezdinde) temsil edecektir.
V- Gayelerine ulaşmak üzere bu teşekkül gerek hükümetle, gerekse resmi ve hususi müesseselerle her çeşit temaslarda bulunacaktır.
VI- Kıbrıslı olmayan, nesep veya sebep itibarıyla Kıbrıslı bir ferde veya aileye mensup bulunmayanlar derneğe asli üye olamayacaklardır; ancak fahri üye olabilirler.
VII- Temas imkânlarının oldukça kolay sağlanması bakımından birliğin merkezi Ankara’dır. İlk genel kurul toplantısı İzmir’de yapılacaktır.”
7 Ocak 1950 Cuma günü yapılan genel kurulda ise daha önce üzerinde görüşülen konular masaya yatırılır. Toplantıya geçilmeden önce ise hazır bulunanlardan Çorum milletvekili Hasene Ilgaz kongre başkanlığına, Şinasi Siber ile Ahmet Sakıp Sayraç kongre sekreterliklerine seçilirler. Daha sonra bir konuşma yapan dernek başkanı Nefi Korurek faaliyetlerle ilgili açıklamalarda bulunur. Daha sonra söz alan Hasene Ilgaz ise derneğin faaliyetleriyle ilgili övgü dolu sözler sarf eder; ancak bunun hemen arkasından da Kıbrıs’taki ilkokul öğrencilerinin durumunun son derece zayıf olduğunu, “her birimizin belki de akrabamız olan bu çocuklar” için daha yakın ilgi gösterilmesini talep eder. Hasene Ilgaz ayrıca Kıbrıs’ta açılması söz konusu olan Akşam Sanat Okulu konusunda Milli Eğitim Bakanlığına da teşekkürlerini iletir. Bu arada 1949 yaz döneminde Türkiye’yi ziyaret eden 105 öğretmene# gösterilen yakın ilgi nedeniyle de İçişleri Bakanlığına teşekkürde bulunulmasını teklif eder ve bu öneri oy ve sözbirliğiyle kabul edilir. Daha sonra yapılan görüşmelerin ardından Adana, Mersin, İzmir, Antalya, Ankara ve İstanbul’dan gelen temsilcilerin de katılımıyla oluşturulacak yeni dernekle ilgili faaliyetlere hız verilmesi kararlaştırılır. Bu arada 18 Ocak 1950 tarihinde cemiyet merkezinde bir konuşma yapan Siyasal Bilgiler Fakültesi son sınıf öğrencisi Münir Güney ise Kıbrıs konusuna değinir;#
“Sevgili vatandaşlarım, kardeşlerim, asil Türk gençleri,
Bugün Akdeniz’in tuzlu rüzgârını daha yakından duyuyor gibiyim. Akdeniz’in beyaz köpüklü dalgalarında, muhteşem kalyonundan Barbaros’u görüyorum. Uzakta değil ufukta, pek yakında Türk’ün öz vatanından, ulu kalesinden (yeşil adadan) selamlar alıyorum. Kıbrıs; evet, o yer bizimdir, anavatan gibidir. Bugün rüyaların en müthişi ile uyandım. Muhafızı bulunduğum bir toprak gittikçe kızıl bir renk alıyor. Denizlerden gelen kırmızı başlı bir ifrit kayalara tırmanmak üzere. Gökler kararıyor, şimşekler çakıyor, fırtınalar başlıyor. Palama el atıyorum. Lakin kirletmeğe vakit kalmıyor, denizin dalgalarından ifritin parçalandığını görür gibi oluyorum. Bu anda tepemde birdenbire ay yıldız parlıyor, her tarafa nura boğuyor. O zaman zümrüt Kıbrıs’ı daha iyi seçebiliyorum. Ey anaların evladı, âşıkların sevgilisi yeşil Kıbrıs; yeşilliklerinde murada ermeğe geldik. Bugün bütün yüreklerin aynı ateşle yandığını, bütün dudakların aynı hasretle kuruduğunu, bütün gözlerin aynı ateşle tutuştuğunu görüyorum. Akdeniz’in sularında serinlemek istiyoruz, Kıbrıs’ın bağrından bir yudum su içmeğe geldik.
Bugün 85.000 Kıbrıslı kardeşimizin uğradıkları kötü hareketleri takbih etmek, insanlığın en menfur düşüncelerini tel’in etmek, mesnetsiz isteklere karşı haklarımızı bütün dünyaya bir kere daha haykırmak için toplandık. Biz isterken, davamızın meşruiyetini, ne istediğimizi biliyoruz. Soruyoruz; dost geçinen Yunanlı komşularımız hangi hakka istinat ediyorlar? Adada dört asır süren Türk hâkimiyetinin müsamahasına sığınan aslı belirsiz Rumların bugün tesadüfen ekseriyeti teşkil etmelerini bir hakka mesnet yapmak açıkça gülünç olmaktır. İşte biz, bunun için “mesnetsiz istekler” diyoruz. Esasen Yunanlılara dair Kıbrıs’ta en küçük tarihi bir ize, bir işarete rastlamak hiçbir zaman mümkün olamaz. Asırlarca ecdat kanıyla yoğrula yoğrula vatanlaşan yeşil Kıbrıs’ın hiçbir şeyini unutamadık. Orada kanlarımızın tuzlarıyla parıldayan her toprak zerresi bizi çekiyor. Ağaçlarında bile Türk kanı dolaşan Kıbrıs’ın yine Türk topraklarıyla yosunlaşan kayalarına, türkülerimizle çağlayan, derelerine kısaca yeşil gözlü sevgilimizin her şeyine hasretiz. Bizi kavuran bu hasret ateşiyle onu bir an evvel bağrımıza basabilmek için içten tutuşuyoruz.
Kıbrıs, bugün adın en mukaddes bir gurbet türküsü gibi her Türk’ün dilindedir. Senin üstünde dalgalanmağa layık yalnız ay yıldızlı bayrağı tanıyoruz. Sana uzanan pis eller, bizim kalbimize de dokunuyor, gözlerimize giriyor Kıbrıs. Sana kem gözle bakan nazarlar, başımızı büyük bir heyecanla döndürüyor. Gücümüz her dakika biraz daha ululaşıyor...”
Cemiyetin bir sonraki toplantısı ise 16 Nisan 1950 Pazar günü yine cemiyet başkanı Doç Dr. Derviş Manizade başkanlığında ve yine Eminönü Halkevi binasında yapılır. Toplantıyla ilgili olarak dernek üyelerine gönderilen davetiyelerde “...Birçok önemli hadiselerin vukua geldiği bu uzun yıl içerisinde idare heyetimizin başarmaya çalıştığı işlerle tamamlanması için sizin de reyinizin ilavesi gereken önemli meselelerin görüşüleceği bu toplantıya şeref vermenizi rica ederiz.” denilir ve bu toplantıya İzmir, Mersin, Antalya, Adana ve Ankara’daki temsilcilerin de katılacağı duyurulur.
Öte yandan 29 Eylül 1950 ve 30 Eylül 1950 tarihlerinde Kıbrıs Türk Kültür Derneği lokalinde Cavit Oralı, Nefi Korürek, Fikret Alasya, Mehmet Ertuğruloğlu, Kemal Oram, Alaettin Gülen ve Burhan Nalbantoğlu’nun katılımıyla yapılan toplantıda İstanbul’da bulunan Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Cemiyeti# ile Ankara’da bulunan Kıbrıs Türk Kültür Derneği arasında bir birlik kurulmasına karar verilir. Birliğin ismi anılan tarihten itibaren Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Birliği olacaktır. Yapılan toplantı sonrasında birliğin merkezinin Ankara olduğu da açıklanır. Söz konusu bu oluşumun gayesi de Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin kuruluş gayesiyle aynıdır ve hiçbir farklılık söz konusu değildir. Söz konusu bu cemiyetin adresi ise Yenişehir, İsmet Paşa Caddesi, 6/4, Ankara’dır. Bu birliğin ana nizamnamesinde de önemle belirtilen husus bu birliğin de tıpkı diğerleri gibi siyasetle uğraşmayacağı ve herhangi bir siyasi oluşum veya siyasi partiyle işbirliği içerisinde olamayacağı hususudur. Oluşturulan bu birliğin gayesi de Türkiye’de yaşayan Kıbrıslı Türklerle farklı sebeplerle Türkiye’ye gelmiş Kıbrıslı Türklerin sosyal, kültürel faaliyetlerine destek vermek üzere hepsini Kıbrıs Türk Kültür Derneği çatısı altında toplamaktır. Bunun sonucu olarak 1948 yılında Ankara’da kurulan KTKD, İstanbul’da bulunan Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Cemiyeti ile 1954 yılında birleşerek bugünkü Kıbrıs Türk Kültür Derneği’ni ortaya çıkartırlar. Derneğin eski genel başkanlarından Mehmet Ertuğruloğlu o günleri anılarında şu sözlerle aktarır;#
“...Çoğumuz memurduk. Siyasi bir dernek kuramazdık. Esas mücadele kültür alanında verilecekti. Burada yapılacak çok şey vardı. Derneğimizin Kıbrıs Türk Kültür Derneği adını almasının başlıca sebebi bu idi... Yüce Atatürk’ün tarihi nutkunda belirttiği gibi hayat bir mücadeledir. Mücadelede başarı kazanmak manen ve maddeten güçlü olmağa bağlıdır. Moral “manevi üstünlük” ise önce gelmektedir. Bu sağlanırsa gerekli maddi olanaklar daima yaratılabilir. İstiklal savaşımız bunun parlak bir örneğini vermiş ve ordumuz kazandığı bir seri meydan muharebeleriyle düşmana her bakımdan üstünlüğünü bütün bir husumet dünyasına karşı ispat etmiştir. Daima Atasının izinde giden Kıbrıs Türk gençliği bu gerçekleri unutamazdı. Anavatanda, milli dava uğrunda Kıbrıs Türk Kültür Derneği çatısı altında birleşen yavru vatan çocukları ilk iş olarak bir moral savaşı vereceklerdi. Bu da adamızda Türk kültürünü yaymak ve güçlendirmekle mümkündü. Gerçekte Türk kültürü Kıbrıs’ta büyük bir bunalım geçiriyordu. Seksen yılı aşmış İngiliz sömürge idaresi bozucu etkilerini nihayet göstermeğe başlamıştı...”
Sadece Türkiye’de yaşamakta olan Kıbrıslı Türklere değil, ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve özellikle İngiltere ve Avustralya gibi farklı ülkelerde yaşayan Kıbrıslı Türklerin de Türkiye’deki tek ve ciddi kuruluşu konumundaki Kıbrıs Türk Kültür Derneği bugün Ankara merkez şubesi başta olmak üzere İstanbul, Antalya, Mersin ve İzmir şubeleriyle Kıbrıs Türk kültürüne sahip çıkmak, Kıbrıslı Türklerin kültürel zenginliğini ortaya koymak, anavatan Türkiye ile bir dostluk, işbirliği ve dayanışma köprüsü oluşturmak maksadıyla pek çok farklı bilimsel, akademik ve kültürel faaliyete imza atmaktadır. Derneğin son dönemde yaptığı kültürel hizmetler arasında başta Rauf Özhun, Hasan İkizer ve bu araştırmanın yazarı da olmak üzere Kıbrıs Türk yakın tarihine ışık tutacak yayınları kitaplaştırması, Haziran 2008 içerisinde “Dünden Bugüne Kıbrıs” başlıklı ve geniş katılımlı bir panel düzenlemesi, aynı paneli 2010 tarihinde gelenekselleştirmesi, 2011 25 Ekim’inde Dokuz Eylül Üniversitesi ev sahipliğinde Uluslar arası Kıbrıs Paneli yapması ve bütün bu faaliyetleri kitaplaştırması ve okuyucularla buluşturması, iki ayda bir olmak üzere Kıbrıs Mektubu dergisini okuyucularıyla buluşturması, Kıbrıs Türklerini bir araya getiren Kıbrıs geceleri düzenlemesi, “Unutturulmaya çalışılan Milli Mücadele’nin Önsözü Çanakkale’ye” sahip çıkması ve Çanakkale’ye kültür gezileri düzenlemesi, ayrıca başta Polatlı, Eskişehir ve Afyonkarahisar olmak üzere Milli Mücadele’nin en şiddetli bir şekilde yaşandığı yerlere düzenli olarak kültürel gezilerin düzenlenmesi, şubeler ve dernek genel merkezi vasıtasıyla çeşitli bilim dallarında uzman akademisyenler ve bilim insanları aracılığıyla aydınlatma toplantıları, konferanslar ve yemekler düzenlenmesi, 2008 yılında başlattığı Uluslar arası Kıbrıs Sempozyumu’nun ikincisini yaklaşık 300 akademisyenle İzmir Seferihisar’da gerçekleştirmesi ve Üçüncü Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu hazırlıklarına şimdiden başlaması, Antalya Muratpaşa, Mersin Erdemli ve Ankara Yaşamkent’te parklar açması ve Kıbrıs şehitleri, Dr. Fazıl Küçük ve isimsiz kahramanlar adına anıtlar yaptırması, Kıbrıs sorunu konusunda özellikle son dönemde ortaya atılan ve Kıbrıs Türklerini yeniden Rumların ve Yunanistan’ın insafına terk edecek sözde çözümlere karşı projeler üretmesi, kamuoyu oluşturması ve son olarak 13 Şubat 2011 tarihinde KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen beş siyasi partinin genel başkan düzeyinde temsilcilerini Ankara’da ağırlayarak yaşanan son olaylar konusunda ilk ağızdan bilgi alınması ve KKTC’deki gelişmeleri Kıbrıs Türk ve Türkiye toplumuna duyurması son derece takdire şayan faaliyetlerdir.
Kıbrıs Türk toplumuyla Türkiye Cumhuriyeti arasında bir kültür köprüsü olan, Kıbrıs Türklerinin KKTC dışındaki en etkin, köklü ve faal sivil toplum örgütü olarak faaliyette olan Kıbrıs Türk Kültür Derneği Kıbrıs Türk kültürü, bilimi ve sosyal hayatına yönelik çalışmalarına artan bir tempo ve heyecanla bundan sonra da devam edecektir.
Adada yaşayan Kıbrıslı Türklerin Rumların kendilerine yönelik can ve mal ve namusa karşı girişimlerine karşı teşkil ettikleri organizasyonlar yanında çeşitli zamanlarda ve sebeplerle adadan ayrılmış Kıbrıslı Türklerin oluşturdukları dernek ve cemiyetler de söz konusudur. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında hareketlenme görülen Kıbrıs Türk siyasi hayatı ve örgütlenme girişimlerine paralel olarak Türkiye’de yaşayan Kıbrıslı Türkler de haklarını korumak, bir araya gelmek ve güç oluşturmak amacıyla çeşitli organizasyonlar oluşturmaya başlar. Bu çalışma her ne kadar Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs dışında kurdukları bütün kurum, kuruluş ve derneklerle ilgili olmakla beraber ağırlıklı olarak bugün Kıbrıslı Türkleri Türkiye’de temsil eden tek dernek konumunda olan Kıbrıs Türk Kültür Derneği üzerinde duracaktır.
KIBRIS OKULLARINDAN YETİŞENLER CEMİYETİ
Kıbrıslı Türkler tarafından ada dışında oluşturulan bu organizasyonlardan birisi de Kıbrıs Okullarında Yetişenler Cemiyeti’dir; ancak bu cemiyetten önce oluşturulan bir başka dernek ise 1932 yılında tesis edilen Kıbrıs Türk Talebe Birliği’dir. Birliğin kurucuları arasında Orman Mühendisi Mahmut Turgut, Dr. Doğan Münir Başar, Enver Salim, Orman Mühendisi Turgut Albay, Albay Şükrü, Eczacı Şevket, emekli İstanbul Vali Muavini Avukat Şevket Yurdakul, Ekrem Şölen, Orman Mühendisi Celal Sılay, Fevzi Ali Rıza, Diş Hekimi Fikri Cin, Hâkim Ali Vahit, Eczacı Fevzi Cin, Hasan Ali Rıza, Nusret Sadık, Lahey Basın Müşaviri M. Ali Pamir, Veteriner Arif, Diş Hekimi Ali Nihat, Topçu Albay Reşat, Veteriner Refik, Veteriner Yavuz bulunmaktadır.# Buna göre 16 Şubat 1946 tarihinde bir araya gelen Kıbrıs okullarından yetişen “arkadaşlar” bu cemiyeti kurarlar. Derneğin kuruluşunu Osman Örek şu sözlerle ifade eder;#
“...Savaş bittikten sonra Türkiye yolu açıldı ve ben yüksek tahsil için Türkiye’ye gittim. O zaman 3-4 yıllık lise mezunları biriktiği için Türkiye’ye toplu halde bir gidiş olmuştu. Türkiye’ye gittiğimize savaş yılları nedeniyle, meydana gelen kopukluk nedeniyle, orada da Kıbrıs sorununun ve Kıbrıs’ın durumunun bilinmediğini, hiç kimsenin de Kıbrıs ile ilgilenmediğini gördük. Bu boşluğu doldurabilmek için, Türkiye’de Kıbrıs’ı tanıtmak için bir örgütlenme faaliyetine giriştik. Amaç, Kıbrıs’ı tanıtmak ve Kıbrıs sorununun ne olduğunu Türkiye kamuoyu ve hükümetine benimsetmek idi. O zaman Türkiye tek partili sistem içinde idi ve Dernekler Yasası mahalli esaslara göre bir dernek kurulmasına müsaade etmiyordu. Bu nedenle, Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti’ni kurduk (Şubat 1946). Bizden bir kuşak öncesi, Türkiye’ye gelmiş olan arkadaşları da ziyaret ederek onlardan da yardım ve destek aldık... Tegi Bey, Manizade vs...”
Kurucu üye olarak bir araya gelen Kıbrıslı gençler, kurulan cemiyetin amaçlarını ise şu şekilde belirlerler;#
1-Üyeler arasında karşılıklı bir tanışma ve bağlaşma kurmak,
2- Milli kültür seviyesini yükseltmeye çalışmak,
3- (b) fıkrasını yerine getirmek için ameli, ekonomik ve terbiyevi konularda konferanslar ve temsiller tertip etmek,
4- Tahsil için anayurda gelecek yurttaşlara yol göstermek, yurt temin etmek ve karşılaşacakları zorlukları önlemek için Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer makamlar önünde gerekli teşebbüsatta bulunmak,
5- Kıbrıs Türk okulları öğrencilerinin medeni ve kültür seviyesini sağlamak maksadıyla Kıbrıs eğitim programını Milli Eğitim Bakanlığı programlarına uydurmak üzere gerekli faaliyette bulunmak,
6- Yüksek tahsilini bitirenlerden çok iyi derece kazanmış, zekâ ve ahlak itibarıyla temayüz etmiş olanlara cemiyetin mali vaziyeti müsait olduğu takdirde ecnebi memleketlerde tahsillerini bitirinceye kadar, sınıfta kalmamak şartıyla imkân nispetinde maddi yardımda bulunmak,
7- Bütün bu maksatlara yardım edecek aylık bir dergiyi basıp uygun olarak yayımlamak. Cemiyetin kuruluş aşamasında aldığı bir diğer önemli karar ise “Cemiyetin din ve siyasetle ilgisi yoktur.” hükmüdür. Söz konusu bu karar daha sonra 29 Kasım 1948 tarihinde Ankara’da kurulacak olan Kıbrıs Türk Kültür Birliği# ve yine Ankara’da 11 Aralık 1948 tarihinde tesis edilecek olan Kıbrıs Türk Kültür derneği için de geçerli olacaktır. Uzun ömürlü olmayan ve kısa bir süre sonra Kıbrıs Türk Kültür Derneği’ne dâhil olarak kendisini fesheden Kıbrıs Türk Kültür Birliği de bu hükme uygun bir yol izler. Aynı şekilde bugün de Ankara merkez olmak üzere İstanbul, İzmir, Antalya ve Mersin şubeleriyle Kıbrıs Türk Kültür Derneği de din ve siyaset dışı bir politika izlemek suretiyle sosyal ve kültürel faaliyetlerine devam etmektedir. Her ne kadar zaman zaman bazı kişilerin derneğin adını kullanmak suretiyle kendilerine siyasi ve ekonomik getirim sağlama girişimleri söz konusu olsa da Kıbrıs Türk insanının varoluş mücadelesinde önemli bir misyonu üstlenen ve son derece güç şartlarda, özellikle Kıbrıs adasında EOKA faaliyetlerinin yavaş yavaş kendisini gösterdiği bir dönemde Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Türkiye bağlantılı girişimleri hep Kıbrıs Türk Kültür Derneği desteğiyle hayata geçirilir.# Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti’nin genel merkezi İstanbul’dadır ve kuruluş çalışmalarının bittiği dönemde başka bir yerde de şubesi söz konusu değildir. Cemiyetin kurucu üyeleri Doç. Dr. Necdet Sezer, Avukat Celal Adal, Tüccar Sait Dormen, Eczacı Fevzi Cin, Avukat Necmettin Gültekin, Avukat Kemal İren ve Doç. Dr. Derviş Manizade ile Profesör Hilmi İleri ve Dr. Orhan Birman’dır. Cemiyetin idare heyeti ise sekiz kişiden oluşmaktadır. Cemiyetin idare heyetinde yer almayan tek kurucu üye ise Dr. Orhan Birman olur. Cemiyet kuruluş aşamasını tamamladıktan sonra üç türlü üye kabulüne başlar. Buna göre Kıbrıs okullarında okumuş olan on sekiz yaşını geçmiş, medeni haklara sahip olan ve herhangi bir suçtan mahkûmiyeti bulunmayanlar asli üye kaydedilir. Kıbrıs okullarından mezun olmayan; ancak “yüksek mevki işgal eden” ve cemiyete manevi destek sağlayacak kişilerle Kıbrıs okullarında öğretmenlik yapmış olanlar veya iki üye tarafından cemiyete tavsiye edilen kimseler yönetim kurulu kararıyla fahri üye olarak kabul edilirler. Bunun dışında derneğe ayrıca hami üyeler de kabul edilir. Söz konusu bu hami üyeler ise devlet ve hükümet başkanları ile milletvekilleri ve derneğe maddi yardımda bulunan kimselerdir. Cemiyetin ilk kurulduğu dönem içerisinde yıllık üyelik aidatı 120 lirayı geçmeyecek şekilde planlanır. Derneğin 16 Şubat 1947 tarihli toplantısında idare heyetine Sırrı Dökünter, Hasan Ünkan, Ziver Uras, Hilmi İleri, Derviş Manizade, H. Nevzat Karagil, Celal Adal, Selahaddin Balcıoğlu seçilir.
KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ’NİN KURULUŞ AŞAMASI
Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin kurucu üyeleri Başbakanlık Umumi Murakabe Heyeti Mütehassısı Mehmet Ali Pamir, Müteahhit Semih Atayurd, Bayındırlık Bakanlığı mütercimi Kemal Oram, İstatistik Genel Müdürlüğü Dış Ticaret İstatistikleri Müdürü Nefi Korürek, Kızılay Genel Merkezi Neşriyat Servisi şefi Halil Fikret Alasya ve veteriner Nafiz Erus’dan oluşmaktadır. Kıbrıs Okullarından yetişenler Cemiyeti sonrasında kurulan ikinci cemiyet olan Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin kuruluşu ile ilgili çalışmalar ilk defa olarak “Müteşebbis Heyet” imzalı 11 Aralık 1948 tarihli bir kamuoyu açıklamasıyla duyurulmuştur;
“Aziz hemşehri,
Uzun çalışmalardan sonra hazırladığımız ana nizamname 11 Aralık 1948 tarihinde Ankara Valiliğine verilmiş ve İstanbul’daki cemiyet ile el ele vererek çalışmak üzere Kıbrıs Türk Kültür Derneği adlı cemiyetimiz resmen teşekkül etmiştir. Aşağıda yazılı gündemdeki konuları müzakere etmek ve seçimlerimizi yaparak biran evvel faaliyete geçmek için ilk genel kurul toplantısı önümüzdeki 19 Aralık 1948 Pazar günü saat 13.30’da Ankara Halkevi’nde yapılacaktır. Kıbrıs Türk davasının önem kazandığı bu sırada hükümet merkezinde yapacağımız bu ilk toplantıya sizin de şeref vermenizi ve bu davetiyemizi tanıdığınız her Kıbrıslıya ve Kıbrıs davası ile ilgili her vatandaşa ileterek kendilerini bu toplantıya iştirake davet etmenizi derin saygılarımızla rica ederiz.
Derneğin bu ilk toplantıdaki günden maddeleri ise müteşebbis heyetin gündem hakkındaki izahları, tüzük üzerinde görüşmeler, organların teşkili ve dileklerin görüşülmesi olarak belirlenir. Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin “Yayın No.1” olarak kamuoyuna duyurduğu Ankara 1948 tarihli ana tüzüğü şu başlıklardan oluşmaktadır;
“Madde 1- merkezi Ankara’da olmak üzere 11 Aralık 1948 tarihinde Kıbrıs Türk Kültür Derneği adıyla bir cemiyet kurulmuştur.
Madde 2- Derneğin amacı:
A- Kıbrıs Türkleri arasında, cemiyetleşme ve yardımlaşma ve fikirlerin gelişmesine ve her nevi aşırı sağcı ve solcu cereyanlardan uzak, demokratik ve millici bir terbiye ve kültürün yerleşmesine çalışmak.
B- Tahsil amacıyla Kıbrıs’tan anayurda gelen Türklere yol göstermek ve Türkiye’nin kültür müesseselerinden en iyi şekilde istifade etmeleri için gereken bütün kolaylıkları sağlamak.
C- Kıbrıs Türkleri arasında geniş ölçüde kültürel, sosyal ve ekonomik kalkınmaya sağlayacak ve Kıbrıs Türk cemaatinin rakip çoğunluk unsuru karşısında kendi varlığını koruyabilen iktisadi ve içtimai bir duruma yükselmesine yardım edecek tedbirler üzerinde tetkik ve araştırmalar yapmak ve bu yolda gereken her nevi faaliyette bulunmak.”
Derneğin merkezinin Ankara olduğu bir kere daha vurgulanan tüzükte ayrıca dernek adresi de Selanik Caddesi, No.12, Erkut Apartmanı Daire 5, Ankara olarak belirtilir. Derneğin bu gayelere ulaşmak için belirlediği ilkeler ise şu şekildedir;
“1- Üyelerinin yukarıda A fıkrasında tayin ve tespit edilen esaslar çerçevesinde cemiyetçi, yardımsever, demokratik ve millici bir terbiye ve kültüre sahip olmaları ve gerek anayurda, gerekse Kıbrıs Türklerine yararlı birer unsur olarak yetişmeleri için gerekli bütün tedbirleri alır. Gayesine uygun ilmi mevzular üzerinde konferanslar ve sair toplantılar tertip eder; kültürel sahada kalmak ve siyasetle hiçbir ilgisi olmamak üzere dergi yayımlar; bu gayeye hizmet eden diğer kültür cemiyetleri ile işbirliği yapar.
2- Kıbrıs’tan anayurda gelecek öğrencilerin tahsil müesseselerine kolayca yerleşmeleri için ilgili makamlar nezdinde tavassut ve teşebbüslerde bulunur. Öğrencilere yurt temin etmeğe çalışır veya lüzum göreceği yerlerde öğrenci yurtları açar. Fakir öğrencilere ve derneğin müzaheretine muhtaç ve layık görülen diğer üyelerine maddi, manevi her türlü yardımda bulunur.
3- Kıbrıs adasındaki Türk eğitim kurulları ile temas ederek Kıbrıs Türk eğitim programını Türkiye eğitim programlarına uydurmak için gereken teşebbüsleri yapar. Adanın Türk unsuruna ait lise, orta ve ilkokullarında çalışacak olan öğretmenleri ve Kıbrıs Türklerinin kültür yönünden kalkınmaları için lüzumlu elemanları temine ve yetiştirmeğe çalışır. Kıbrıs’ta lüzum göreceği yerlerde kitaplıklar ve okuma odaları açar; sosyal faaliyette bulunacak her nevi yardımsever cemiyetlerin kuruluşunu ve inkişafını teşvik eder.
4- Kıbrıs okullarından yetişen kabiliyetli öğrencileri anayurda celp ederek sanat, ticaret ve sair meslek okullarında tahsillerine ve adaya dönmelerini temin eder. Kıbrıs’taki Türk banka ve kooperatif memurları ile ticaret erbabı ve her türlü sanatkâr ve işçilerin Türkiye milli bankalarında, kooperatif merkezlerinde ve Türk ticari ve sınaî müesseselerinde staj görmeleri için gereken teşebbüsleri yapar. Kıbrıs’taki kurumlar ve müesseselerle temasa geçerek Türk unsurunun iktisaden kalkınması için Kıbrıs’ta alınması lazım gelen tedbirleri üzerinde teklif ve telkinlerde bulunur. Türk cemaati arasında tasarrufu, zirai faaliyette olduğu kadar sınaî ve ticari teşebbüslerde de tesanütü kooperatifçiliği ve elbirliği ile çalışmayı teşvik eder.
5- Tahsillerini anayurtta ikmal etmiş olan Kıbrıslıların mecburi hizmetlerini Kıbrıs’ta yapmaları için gereken teşebbüslerde bulunur; Kıbrıs’ta hizmette bulunmuş olup anayurda gelen Kıbrıslıların oradaki hizmetlerinin kıdem, terfi ve emekliliklerinde nazarı itibara alınmasını temine çalışır.
6- Türkiye ile Kıbrıs arasında spor temasları ve her türlü kültür münasebetleri tesisine gayret eder. Türk tiyatro ve sair kültür teşekkülleri çalışmalarının ve halkevleri faaliyetlerinin Kıbrıs’a teşmiline çalışır, seyahatler, sergiler, temsiller ve konferanslar tertip eder.
7- Yukarıdaki fıkralarda zikredilmeyen fakat derneğin esas gayelerine uygun olan diğer her nevi faaliyette bulunur.
8- Derneğin siyasetle hiçbir ilgisi yoktur. Dernek milli birlik ve bütünlüğü bozan her nevi bölgeciliğe ve hizipçiliğe aleyhtardır.”
Bu arada kamuoyunun artarak büyüyen ilgisi karşısında Kıbrıslı Türklerle ilgili haberleri duyurmak amacıyla bir dergi hazırlığına girişilir ve bunun sonucunda da ilk sayısı 8 Kasım 1948 tarihinde yayımlanan Yeşilada dergisi hizmete girer.# Öte yandan Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyetinin daha sonraki dönemde olağanüstü genel kurulu ise cemiyet başkanı Doç. Dr. Derviş Manizade başkanlığında 26 Aralık 1948 Pazar günü Eminönü Halkevi binasında yapılır. Bu toplantıda gündem maddesi ise cemiyet adının değiştirilmesini tartışılıp görüşülmesi, ana nizamnamenin değiştirilmesi, idare heyetinin çalışma raporunun okunması ve ibrası, yeni idare heyeti ile murakıplar ve haysiyet divanının oluşturulması ile dilek ve temennilerden oluşmaktadır. Bu cemiyetin kuruluş aşamasını tamamlamasından sonra İzmir’de de bir şube açılır. 6 Mart 1949 Pazar günü İzmir Fuar Gazinosu’nda yapılan toplantıyla idare heyeti tespit edilir. Bu toplantı öncesinde kongre başkanlığına Niyazi Denker, kongre başkan vekilliğine Dr. Ali Rıza ve kongre kâtipliğine de Cemal Yargıç ile Remzi Akmoral getirilir. Toplantıda ilk sözü ise Ankara Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Merkezi’nden gelen dernek başkanı Nef’i Korurek yapar ve “İzmir zafere ulaşılan son nokta, Türk istiklalinin ve zaferinin tekâmül ettiği bir yerdir. Bugün burada ulvi bir maksat için toplanmakla büyük bir bahtiyarlık hissediyorum.” dedikten sonra birisi İstanbul’da Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti, diğeri de Ankara’da Kıbrıs Türk Kültür Derneği olmak üzere iki cemiyetin kurulması için çaba sarf edildiğini ifade eder. Korurek yaptığı konuşmada Ankara ve İstanbul’da iki ayrı derneğin aynı amaçla kurulmuş olmasının fayda yerine zarar getirdiğini de sözlerine ekler. Ankara’ya döndükten sonra durumu arkadaşlarıyla değerlendireceğini belirten Korurek ayrıca “Gayemiz arkadaşlarımızın ve hemşerilerimizin ilmi bakımdan teşkilatlanmaları ve gelişmeleri için çalışmaktır. Kıbrıs’tan gelirken içimizde tek bir his vardı; anavatan kavuşmak ve bu hür havayı teneffüs etmekti. Kıbrıs’taki Türkler bu havadan mahrumdur. Kıbrıs’ta yaşayan eski Türk kahramanlarının ahfadı olan Kıbrıslıları düşünmek borcumuzdur. Kıbrıs’ın Anadolu’dan ayrı bir parça olmayışını düşünerek oradakiler gibi düşünmek borcumuzdur...”ifadelerine de yer verir. Kongre başkanı Niyazi Denker ise yaptığı konuşmada ayrı ayrı cemiyetler bulunması ve kuvvetin bir araya gelmek yerine parçalanması hususunda “...maksat ve gaye aynı olmakla beraber idari bakımdan Ankara ve İstanbul’daki arkadaşlarımızın izah ettiğim gibi ayrı ayrı# bulunmaktadır. Biraz evvel izah ettiğim veçhile Ankara ve İstanbul’daki arkadaşlarımızı tatmin edecek bir formül bulduk. Bu arkadaşlarımız Ankara ve İstanbul2a döndüklerinde oradaki arkadaşlarına keyfiyeti anlatacaklar ve bu suretle tek bir cemiyet halinde kurulmamız yolunda lazım gelen muamele yapılacaktır. Eğer bu arkadaşlar İzmir’de bulunan formülü kendi arkadaşlarına kabul ettiremezlerse halen başkanlıklarına seçildikleri Kıbrıs cemiyetlerinden istifade edip çekileceklerdir. Biz şimdi burada toplu bir halde bulunduğumuza göre sizlere şu teklifte bulunmak isterim. Merkezi İstanbul’da bulunan Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti’nin şimdilik İzmir’de de bir şubesini kuralım ve gerek Ankara ve gerekse İstanbul’da bulunan formül üzerine yeni cemiyetin tüzüğünün yapılmasını bekleyelim. Eğer Ankara ve İstanbul’daki arkadaşlar bulduğumuz formülü kabul etmezlerse biz de Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti üyeliğinden çıkarız. Çünkü aksi takdirde aramızda ayrılık olacaktır. Hâlbuki isteğimiz, gaye aynı olduğuna göre tek cemiyet adı altında çalışmaktır. Ankara’da başka, İstanbul’da başka adlar altında aynı gaye için çalışmak fayda yerine zarar verir.” Daha sonra üzerinde konuşulan ve görüş birliğine varılan konu ise Türkiye Cumhuriyeti devletinin de başkenti olan Ankara’da bir Genel Kurul oluşturulması ve İstanbul ve İzmir’in de şube olarak göreve devam etmesidir. Zaman zaman dernek merkezini İstanbul’a aktarmak için farklı amaçlara hizmet eden bir takım girişimler söz konusu olsa da örnek olarak alınan Kızılay Genel Müdürlüğü’nde de olduğu üzere bütün bu kurum ve kuruluşların genel merkezleri Ankara’da bulunmaktadır. Bu toplantıda son olarak yapılan seçimler neticesinde Dr. Ali Rıza Bıyıklıoğlu, Niyazi Denker, Rauf Alçıner, Lütfü Kantarcı, Emine Nusret Ergün, Penbe Gören ve Süha Göksel yönetim kuruluna seçilir.
DERNEKLERİ BİRARAYA GETİRME ÇABALARI
2 Eylül 1949 Cuma günü akşamı İstanbul’da Derviş Manizade’nin evinde yapılan toplantıya İstanbul’dan Kıbrıs Okullarından Yetişenler Cemiyeti Başkanı Derviş Manizade, genel sekreter Münir Başar, veznedar Tali Gül, Reşit Nomer, İzzet Aker, ayrıca Kıbrıslı tüccarlardan Suphi Kenan ve Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Başkanı Nefi Korurek katılır. Söz konusu bu toplantıda gerek Ankara’daki ve gerekse İstanbul’daki derneğin faaliyetleri hakkında görüş alışverişi yapılır ve toplantı sonrasında alınan kararlar kamuoyuna açıklanır;
1-Her türlü faaliyet ancak Kıbrıs Türklüğünün bekasını temine matuf olacak ve bu maksatla Kıbrıs Türklerinin sosyal, ekonomik, kültürel kalkınmasına çalışılacaktır.
2- Bu hedefe en iyi şekilde ulaşabilmek için ana statü bu maksada en uygun şekilde tanzim ve tertip edilecektir. Bu iki prensibin ışığı altında ana statünün çerçevesini çizmek üzere yapılan fikir teatisinde aşağıdaki esaslar tespit edilmiştir:
I- Kurucuları Kıbrıs Okullarından yetişenler Cemiyeti ile Kıbrıs Türk Kültür Derneği olmak üzere bir birlik meydana getirilecektir. Birliğin adı Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Birliği olacaktır.
II- Kıbrıslıların toplu bulundukları Adana, Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir, Mersin gibi bölgelerde otuzdan fazla üye temin edebilen yerlerde bölge birlikleri kurulacak ve bölge birlikleri kendi bölgeleri çevresindeki faaliyetleri için tam bir otonomiye sahip olacaklardır.
III- Merkez kongresini her bölgenin nispi temsil esası üzerine seçeceği temsilciler teşkil edecektir. Merkez kongresi bir veya iki senelik devrelerde toplanacaktır. Toplantılar tertip edilecek sıra dâhilinde olmak üzere her devirde ayrı bir bölgede yapılacaktır.
IV- Bölge birliklerinin organlarından olmak üzere merkez genel kurulu tarafından her devrede belirli miktarda asli ve yedek üyelerden müteşekkil bir merkez organı (idare faaliyeti, murakabe heyeti vs.) meydana getirilecektir. Bu organ bölgelerin üstünde olmak üzere koordine edici bir nizam dâhilinde tertip edilecektir. Cemiyeti ancak bu organ (hükümet Kıbrıs’taki kurumlar ve diğer teşekküller nezdinde) temsil edecektir.
V- Gayelerine ulaşmak üzere bu teşekkül gerek hükümetle, gerekse resmi ve hususi müesseselerle her çeşit temaslarda bulunacaktır.
VI- Kıbrıslı olmayan, nesep veya sebep itibarıyla Kıbrıslı bir ferde veya aileye mensup bulunmayanlar derneğe asli üye olamayacaklardır; ancak fahri üye olabilirler.
VII- Temas imkânlarının oldukça kolay sağlanması bakımından birliğin merkezi Ankara’dır. İlk genel kurul toplantısı İzmir’de yapılacaktır.”
7 Ocak 1950 Cuma günü yapılan genel kurulda ise daha önce üzerinde görüşülen konular masaya yatırılır. Toplantıya geçilmeden önce ise hazır bulunanlardan Çorum milletvekili Hasene Ilgaz kongre başkanlığına, Şinasi Siber ile Ahmet Sakıp Sayraç kongre sekreterliklerine seçilirler. Daha sonra bir konuşma yapan dernek başkanı Nefi Korurek faaliyetlerle ilgili açıklamalarda bulunur. Daha sonra söz alan Hasene Ilgaz ise derneğin faaliyetleriyle ilgili övgü dolu sözler sarf eder; ancak bunun hemen arkasından da Kıbrıs’taki ilkokul öğrencilerinin durumunun son derece zayıf olduğunu, “her birimizin belki de akrabamız olan bu çocuklar” için daha yakın ilgi gösterilmesini talep eder. Hasene Ilgaz ayrıca Kıbrıs’ta açılması söz konusu olan Akşam Sanat Okulu konusunda Milli Eğitim Bakanlığına da teşekkürlerini iletir. Bu arada 1949 yaz döneminde Türkiye’yi ziyaret eden 105 öğretmene# gösterilen yakın ilgi nedeniyle de İçişleri Bakanlığına teşekkürde bulunulmasını teklif eder ve bu öneri oy ve sözbirliğiyle kabul edilir. Daha sonra yapılan görüşmelerin ardından Adana, Mersin, İzmir, Antalya, Ankara ve İstanbul’dan gelen temsilcilerin de katılımıyla oluşturulacak yeni dernekle ilgili faaliyetlere hız verilmesi kararlaştırılır. Bu arada 18 Ocak 1950 tarihinde cemiyet merkezinde bir konuşma yapan Siyasal Bilgiler Fakültesi son sınıf öğrencisi Münir Güney ise Kıbrıs konusuna değinir;#
“Sevgili vatandaşlarım, kardeşlerim, asil Türk gençleri,
Bugün Akdeniz’in tuzlu rüzgârını daha yakından duyuyor gibiyim. Akdeniz’in beyaz köpüklü dalgalarında, muhteşem kalyonundan Barbaros’u görüyorum. Uzakta değil ufukta, pek yakında Türk’ün öz vatanından, ulu kalesinden (yeşil adadan) selamlar alıyorum. Kıbrıs; evet, o yer bizimdir, anavatan gibidir. Bugün rüyaların en müthişi ile uyandım. Muhafızı bulunduğum bir toprak gittikçe kızıl bir renk alıyor. Denizlerden gelen kırmızı başlı bir ifrit kayalara tırmanmak üzere. Gökler kararıyor, şimşekler çakıyor, fırtınalar başlıyor. Palama el atıyorum. Lakin kirletmeğe vakit kalmıyor, denizin dalgalarından ifritin parçalandığını görür gibi oluyorum. Bu anda tepemde birdenbire ay yıldız parlıyor, her tarafa nura boğuyor. O zaman zümrüt Kıbrıs’ı daha iyi seçebiliyorum. Ey anaların evladı, âşıkların sevgilisi yeşil Kıbrıs; yeşilliklerinde murada ermeğe geldik. Bugün bütün yüreklerin aynı ateşle yandığını, bütün dudakların aynı hasretle kuruduğunu, bütün gözlerin aynı ateşle tutuştuğunu görüyorum. Akdeniz’in sularında serinlemek istiyoruz, Kıbrıs’ın bağrından bir yudum su içmeğe geldik.
Bugün 85.000 Kıbrıslı kardeşimizin uğradıkları kötü hareketleri takbih etmek, insanlığın en menfur düşüncelerini tel’in etmek, mesnetsiz isteklere karşı haklarımızı bütün dünyaya bir kere daha haykırmak için toplandık. Biz isterken, davamızın meşruiyetini, ne istediğimizi biliyoruz. Soruyoruz; dost geçinen Yunanlı komşularımız hangi hakka istinat ediyorlar? Adada dört asır süren Türk hâkimiyetinin müsamahasına sığınan aslı belirsiz Rumların bugün tesadüfen ekseriyeti teşkil etmelerini bir hakka mesnet yapmak açıkça gülünç olmaktır. İşte biz, bunun için “mesnetsiz istekler” diyoruz. Esasen Yunanlılara dair Kıbrıs’ta en küçük tarihi bir ize, bir işarete rastlamak hiçbir zaman mümkün olamaz. Asırlarca ecdat kanıyla yoğrula yoğrula vatanlaşan yeşil Kıbrıs’ın hiçbir şeyini unutamadık. Orada kanlarımızın tuzlarıyla parıldayan her toprak zerresi bizi çekiyor. Ağaçlarında bile Türk kanı dolaşan Kıbrıs’ın yine Türk topraklarıyla yosunlaşan kayalarına, türkülerimizle çağlayan, derelerine kısaca yeşil gözlü sevgilimizin her şeyine hasretiz. Bizi kavuran bu hasret ateşiyle onu bir an evvel bağrımıza basabilmek için içten tutuşuyoruz.
Kıbrıs, bugün adın en mukaddes bir gurbet türküsü gibi her Türk’ün dilindedir. Senin üstünde dalgalanmağa layık yalnız ay yıldızlı bayrağı tanıyoruz. Sana uzanan pis eller, bizim kalbimize de dokunuyor, gözlerimize giriyor Kıbrıs. Sana kem gözle bakan nazarlar, başımızı büyük bir heyecanla döndürüyor. Gücümüz her dakika biraz daha ululaşıyor...”
Cemiyetin bir sonraki toplantısı ise 16 Nisan 1950 Pazar günü yine cemiyet başkanı Doç Dr. Derviş Manizade başkanlığında ve yine Eminönü Halkevi binasında yapılır. Toplantıyla ilgili olarak dernek üyelerine gönderilen davetiyelerde “...Birçok önemli hadiselerin vukua geldiği bu uzun yıl içerisinde idare heyetimizin başarmaya çalıştığı işlerle tamamlanması için sizin de reyinizin ilavesi gereken önemli meselelerin görüşüleceği bu toplantıya şeref vermenizi rica ederiz.” denilir ve bu toplantıya İzmir, Mersin, Antalya, Adana ve Ankara’daki temsilcilerin de katılacağı duyurulur.
Öte yandan 29 Eylül 1950 ve 30 Eylül 1950 tarihlerinde Kıbrıs Türk Kültür Derneği lokalinde Cavit Oralı, Nefi Korürek, Fikret Alasya, Mehmet Ertuğruloğlu, Kemal Oram, Alaettin Gülen ve Burhan Nalbantoğlu’nun katılımıyla yapılan toplantıda İstanbul’da bulunan Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Cemiyeti# ile Ankara’da bulunan Kıbrıs Türk Kültür Derneği arasında bir birlik kurulmasına karar verilir. Birliğin ismi anılan tarihten itibaren Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Birliği olacaktır. Yapılan toplantı sonrasında birliğin merkezinin Ankara olduğu da açıklanır. Söz konusu bu oluşumun gayesi de Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin kuruluş gayesiyle aynıdır ve hiçbir farklılık söz konusu değildir. Söz konusu bu cemiyetin adresi ise Yenişehir, İsmet Paşa Caddesi, 6/4, Ankara’dır. Bu birliğin ana nizamnamesinde de önemle belirtilen husus bu birliğin de tıpkı diğerleri gibi siyasetle uğraşmayacağı ve herhangi bir siyasi oluşum veya siyasi partiyle işbirliği içerisinde olamayacağı hususudur. Oluşturulan bu birliğin gayesi de Türkiye’de yaşayan Kıbrıslı Türklerle farklı sebeplerle Türkiye’ye gelmiş Kıbrıslı Türklerin sosyal, kültürel faaliyetlerine destek vermek üzere hepsini Kıbrıs Türk Kültür Derneği çatısı altında toplamaktır. Bunun sonucu olarak 1948 yılında Ankara’da kurulan KTKD, İstanbul’da bulunan Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Cemiyeti ile 1954 yılında birleşerek bugünkü Kıbrıs Türk Kültür Derneği’ni ortaya çıkartırlar. Derneğin eski genel başkanlarından Mehmet Ertuğruloğlu o günleri anılarında şu sözlerle aktarır;#
“...Çoğumuz memurduk. Siyasi bir dernek kuramazdık. Esas mücadele kültür alanında verilecekti. Burada yapılacak çok şey vardı. Derneğimizin Kıbrıs Türk Kültür Derneği adını almasının başlıca sebebi bu idi... Yüce Atatürk’ün tarihi nutkunda belirttiği gibi hayat bir mücadeledir. Mücadelede başarı kazanmak manen ve maddeten güçlü olmağa bağlıdır. Moral “manevi üstünlük” ise önce gelmektedir. Bu sağlanırsa gerekli maddi olanaklar daima yaratılabilir. İstiklal savaşımız bunun parlak bir örneğini vermiş ve ordumuz kazandığı bir seri meydan muharebeleriyle düşmana her bakımdan üstünlüğünü bütün bir husumet dünyasına karşı ispat etmiştir. Daima Atasının izinde giden Kıbrıs Türk gençliği bu gerçekleri unutamazdı. Anavatanda, milli dava uğrunda Kıbrıs Türk Kültür Derneği çatısı altında birleşen yavru vatan çocukları ilk iş olarak bir moral savaşı vereceklerdi. Bu da adamızda Türk kültürünü yaymak ve güçlendirmekle mümkündü. Gerçekte Türk kültürü Kıbrıs’ta büyük bir bunalım geçiriyordu. Seksen yılı aşmış İngiliz sömürge idaresi bozucu etkilerini nihayet göstermeğe başlamıştı...”
Sadece Türkiye’de yaşamakta olan Kıbrıslı Türklere değil, ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve özellikle İngiltere ve Avustralya gibi farklı ülkelerde yaşayan Kıbrıslı Türklerin de Türkiye’deki tek ve ciddi kuruluşu konumundaki Kıbrıs Türk Kültür Derneği bugün Ankara merkez şubesi başta olmak üzere İstanbul, Antalya, Mersin ve İzmir şubeleriyle Kıbrıs Türk kültürüne sahip çıkmak, Kıbrıslı Türklerin kültürel zenginliğini ortaya koymak, anavatan Türkiye ile bir dostluk, işbirliği ve dayanışma köprüsü oluşturmak maksadıyla pek çok farklı bilimsel, akademik ve kültürel faaliyete imza atmaktadır. Derneğin son dönemde yaptığı kültürel hizmetler arasında başta Rauf Özhun, Hasan İkizer ve bu araştırmanın yazarı da olmak üzere Kıbrıs Türk yakın tarihine ışık tutacak yayınları kitaplaştırması, Haziran 2008 içerisinde “Dünden Bugüne Kıbrıs” başlıklı ve geniş katılımlı bir panel düzenlemesi, aynı paneli 2010 tarihinde gelenekselleştirmesi, 2011 25 Ekim’inde Dokuz Eylül Üniversitesi ev sahipliğinde Uluslar arası Kıbrıs Paneli yapması ve bütün bu faaliyetleri kitaplaştırması ve okuyucularla buluşturması, iki ayda bir olmak üzere Kıbrıs Mektubu dergisini okuyucularıyla buluşturması, Kıbrıs Türklerini bir araya getiren Kıbrıs geceleri düzenlemesi, “Unutturulmaya çalışılan Milli Mücadele’nin Önsözü Çanakkale’ye” sahip çıkması ve Çanakkale’ye kültür gezileri düzenlemesi, ayrıca başta Polatlı, Eskişehir ve Afyonkarahisar olmak üzere Milli Mücadele’nin en şiddetli bir şekilde yaşandığı yerlere düzenli olarak kültürel gezilerin düzenlenmesi, şubeler ve dernek genel merkezi vasıtasıyla çeşitli bilim dallarında uzman akademisyenler ve bilim insanları aracılığıyla aydınlatma toplantıları, konferanslar ve yemekler düzenlenmesi, 2008 yılında başlattığı Uluslar arası Kıbrıs Sempozyumu’nun ikincisini yaklaşık 300 akademisyenle İzmir Seferihisar’da gerçekleştirmesi ve Üçüncü Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu hazırlıklarına şimdiden başlaması, Antalya Muratpaşa, Mersin Erdemli ve Ankara Yaşamkent’te parklar açması ve Kıbrıs şehitleri, Dr. Fazıl Küçük ve isimsiz kahramanlar adına anıtlar yaptırması, Kıbrıs sorunu konusunda özellikle son dönemde ortaya atılan ve Kıbrıs Türklerini yeniden Rumların ve Yunanistan’ın insafına terk edecek sözde çözümlere karşı projeler üretmesi, kamuoyu oluşturması ve son olarak 13 Şubat 2011 tarihinde KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen beş siyasi partinin genel başkan düzeyinde temsilcilerini Ankara’da ağırlayarak yaşanan son olaylar konusunda ilk ağızdan bilgi alınması ve KKTC’deki gelişmeleri Kıbrıs Türk ve Türkiye toplumuna duyurması son derece takdire şayan faaliyetlerdir.
Kıbrıs Türk toplumuyla Türkiye Cumhuriyeti arasında bir kültür köprüsü olan, Kıbrıs Türklerinin KKTC dışındaki en etkin, köklü ve faal sivil toplum örgütü olarak faaliyette olan Kıbrıs Türk Kültür Derneği Kıbrıs Türk kültürü, bilimi ve sosyal hayatına yönelik çalışmalarına artan bir tempo ve heyecanla bundan sonra da devam edecektir.
...