Kıbrıs ağzının menşei hakkında ilk çalışmayı yapanlardan H. Erene göre, Osmanlı kayıtlarındaki göç bölgelerine uygun olarak, Kıbrıs ağzının oluşumunda Konya çevresi ile İçel, Antalya ve Alanya ağızları rol oynamıştır. Yine H. Eren gibi kelimelerden hareketle Kıbrıs ağzının etnik menşei ile ilgili bir diğer çalışmayı da B. H. Hakeri yapmıştır. Hakeri, büyük ölçüde Eren’in yolunu takip etmiştir. Yalnız Eren’den farklı olarak dar bölge kelimelerinden başka, her bölgede kullanılabilir özellikteki kelimeleri de ele alarak, adaya gelen göçlerin Konya ve buna ek olarak Akdeniz sahillerindeki birkaç bölge ile bağlanmaması gerektiğini, Türkiye’nin çeşitli yörelerinden olduğunu vurgulamıştır (Hakeri,1986:145). Osmanlı göç kayıtlarını, ortak dil ve kültür materyallerini ve bizim adadaki derleme ve incelemelerimizin ulaştırdığı sonucu şöyle ifade etmek mümkündür;
“Adaya gelen göç katmanları, Antep ve Maraş’tan başlayarak Çanakkale’ye kadar çekilecek bir hattın güneyinde kalan ve özellikle de Konya merkezli geniş bir bölgedendir. Elbette buna daha sonra değişik bölgelerden gelen göçlerin de katılımı olmuştur, ama bu ana yapıyı değiştirecek boyutlara ulaşmamıştır. Tabii olarak 1974 sonrası da, yeni bir oluşumu beraberinde getirecektir.”
Türkçede Dönüşlülük
Türk dilinin en eski yazılı dönemlerine gittiğimizde dönüşlülük yapısının bugünküne benzer şekilde zamir veya ek ile yapıldığına şahit oluyoruz. Zamir ile dönüşlülük başlangıçta hem kendi hem de öz zamiri ile yapılırken daha sonra bir ayrışmaya uğrayarak Türkçenin bazı kollarında kendi, bazı kollarında ise öz zamiri tercih edilmiştir. Oğuz grubu Türkçelerinin ilk yazılı dönemi olan Eski Anadolu Türkçesinde her iki zamir ve bunların birleşik şekli olan kendüz de kullanılmışsa da, daha sonra Türkiye Türkçesinde ve Gagavuz Türkçesinde kendi zamiri, Türkmen Türkçesinde ve Azeri Türkçesinde ise öz zamiri dönüşlülük zamiri olmuştur. Başlangıçtan beri dönüşlü fiil çatısı ise, asıl olarak -n- fiilden fiil yapma eki ile yapıla gelmiştir.
Kıbrıs Ağzında Dönüşlülük
Türkiye Türkçesinin bir ağzı olan Kıbrıs ağzı ana hatlarıyla ölçünlü dil ile uyum içindedir. Ancak gerek zamirde, gerekse de ekin kullanım alanında bazı farklılıklar görülmektedir. Bu farklılıklar burada zamirde ve ekte olan farklılıklar olmak üzere sırasıyla ele alınmıştır. Zamirde görülen farklılık Kıbrıs ağzında dönüşlülük zamiri olarak Anadolu ve Balkanlar coğrafyasında olduğu gibi kendi kelimesi kullanılmaktadır. Bu zamirde ağız özelliğine uygun olarak şekil değişmelerinin yanı sıra anlam çeşitlenmesine de rastlanır. kendi kelimesi başta bir ünsüz tonlulaşmasına uğrayarak ( k- > g- ) gendi şeklini alır. Zamir ek almadığı durumlarda, bu şekliyle kullanılmaktadır. Ama özellikle yükleme ve yönelme hâli ile çokluk eki aldığı durumlarda, bazı ses değişmelerine uğramaktadır. (Hakeri’nin yoluna baş vuracak olursak, Kıbrıs‘a Azerbaycan’dan, Türkmenistan’dan ve hatta daha uzak Türk bölgelerinden göç geldiğini iddia etmek mümkün hâle gelir. Ancak dar bölge kelimeleri bu tip bir köken birliğine ışık tutabilir. )
gendi
Gazandığı paraylan da gendi hem gızı geçinip gidellermiş.
(Yorgancıoğlu,1988:76).
Geni, geni, gendini < kendini
Gendini bir gasabada buldu..
(Yorgancıoğlu,1988:94).
Zaten ben da o devi arardım, şindi ki buldum zor bırakırım gendini.
(Yorgancıoğlu,1988:93).
Sogdular genni içeri. Gün tayin eddiler gendine muhakeme olacak.
(Yorgancıoğlu,1988:115).
Bırakın geni gelsin yokarı demiş, padişah.
(Yorgancıoğlu,1988:101).
ge gene genne gendine < kendine
Dedi bana dedim ge.
Demeseydi baa demezdim ge
Meselâ de genne ki bir köyde olay oldu da acele gidecen de.
(Yorgancıoğlu,1988:131).
Dünya güzelini isterim, ben da onunulan avunayım der, gene gız.
(Yorgancıoğlu,1988:90).
genneri < kendileri
Bir zamannar bir padişahın bir teg gızı varıdı. Vezirin oğluyla evlendirdiler genneri.
(Yorgancıoğlu,1988:89).
gennere < kendilere kendilerine
Onnar böyle gorkarkan angsızdan biri gelir da der gennere.
(Yorgancıoğlu,1988:67).
gennerden < kendilerden kendilerinden
İsde gennerden o oda da da ocak gürül gürül yansın.
(Yorgancıoğlu,1988:73).
Zamirin daha çok üçüncü şahıs örnekleri sıkça kullanılmaktadır. Teklik üçüncü şahıs şeklinde de iyelik eki çoğunlukla düşürülür. Dönüşlülük zamirinde görülen şekil değişmesinden başka bir diğer farklılık da anlamında karşımıza çıkar. kendi kelimesinin Türkiye Türkçesinde şahıs ekleriyle kullanıldıkları zaman şahıs zamirlerini karşılama durumları açıktır. Hatta asıl şahıs zamirlerinden daha kuvvetli bir ifade taşırlar. Şahıs eki getirilmediği zaman, tek başına öz anlamına gelen bir isimdir (Ergin,1986:309) kendi kelimesinin birincil özelliği genel anlamda canlılar için kullanılması, özel anlamda da şahsı ifade etmesidir. Türkiye Türkçesinin ölçünlü dilindeki bu özellik, Kıbrıs ağzında da esas itibariyle geçerlidir:
Yaşlı adam da gendi oğlu ve gızıyla sağlık ve mutluluk içinde yaşar.
(Yorgancıoğlu,1988:68).
İlan gendine her söyleneni yapar ve annar olmuş.
(Yorgancıoğlu,1988:73).
O zaman ne gendime fayda, ne size.
(Yorgancıoğlu,1988:46).
Git davet et genneri, onnar birinci bize gelsin.
(Yorgancıoğlu,1988:91).
Kıbrıs ağzında şahıs dışında canlılar için kullanımda bir işleklik görülmektedir. Dönüşlülük zamiri, özellikle üçüncü şahısta işaret zamiri ile özdeş hâle gelmiştir. Kendi kelimesi bu şekliyle o zamiri yerine kullanılmakta, şahıs dışında canlıları da ifade etmektedir. Türkiye Türkçesinin ölçünlü dilinde aşağıdaki örneklerde geçtiği şekliyle bit için veya tavşan için kendi kelimesinin kullanılması söz konusu değildir:
Gızım başımda bişeyler yörür, bak bakayım nediller Bitisa gır genneri.
(Yorgancıoğlu,1988:77).
Bakmış bir sürü tavuşancık. Kimisi çamaşır ikâr, kimisi bulaşık ikâr, kimisi da temizlik yapar. Sormuş gennere:
Siz naparsınız böyle
(Yorgancıoğlu,1988:117).
Zamirde anlam genişlemesinin canlılarla sınırlı olmadığı, bazen nesneleri de karşıladığı görülmektedir. Düşen veya yerden alınması istenen kalem, çay kaşığı vb. her hangi bir nesne için Kıbrıs Türkü rahatlıkla Al gendini, almaycaysan benalacayım gendini. diyebilir. Söz içinde yapılan işin yapana döndüğünü anlatan ve şahıs kavramını pekiştiren dönüşlülük zamirinin (Korkmaz,1992:48) bu kullanılışlarında dönüşlülükten öte işaret zamiri özelliği açıktır.
Dönüşlülük ifadesini sağlayan aslî unsurlardan biri de -n- fiilden fiil yapma ekidir. Kıbrıs ağzında dönüşlü çatıların esas itibariyle ölçünlü dile uyumu vardır. Ancak bu eki almış olan bazı fiil çatılarının ölçünlü dilde kullanılmadığı görülür. Ölçünlü dilde görülmeyen şu fiil çatılarının bu ağızda kullanılıyor olması, kısmen de olsa dönüşlülük zamirindeki işlev farklılaşması ile ilgilendirilebilir. Hatta asıl şahıs zamirlerinden daha kuvvetli bir ifade taşırlar. Şahıs eki getirilmediği zaman, tek başına anlamına gelen bir isimdir kelimesinin birincil özelliği genel anlamda canlılar için kullanılması, özel anlamda da şahsı ifade etmesidir. Türkiye Türkçesinin ölçünlü dilindeki bu özellik, Kıbrıs ağzında da esas itibariyle geçerlidir: Kıbrıs ağzında şahıs dışında canlılar için kullanımda bir işleklik görülmektedir. Dönüşlülük zamiri, özellikle üçüncü şahısta işaret zamiri ile özdeş hâle gelmiştir. kelimesi bu şekliyle zamiri yerine kullanılmakta, şahıs dışında canlıları da ifade etmektedir. Türkiye Türkçesinin ölçünlü dilinde aşağıdaki örneklerde geçtiği şekliyle bit için veya tavşan için kelimesinin kullanılması söz konusu değildir: Zamirde anlam genişlemesinin canlılarla sınırlı olmadığı, bazen nesneleri de karşıladığı görülmektedir. Düşen veya yerden alınması istenen kalem, çay kaşığı vb. her hangi bir nesne için Kıbrıs Türkü rahatlıkla diyebilir. Söz içinde yapılan işin yapana döndüğünü anlatan ve şahıs kavramını pekiştiren dönüşlülük zamirinin ) bu kullanılışlarında dönüşlülükten öte işaret zamiri özelliği açıktır. Dönüşlülük ifadesini sağlayan aslî unsurlardan biri de fiilden fiil yapma ekidir. Kıbrıs ağzında dönüşlü çatıların esas itibariyle ölçünlü dile uyumu vardır. Ancak bu eki almış olan bazı fiil çatılarının ölçünlü dilde kullanılmadığı görülür. Ölçünlü dilde görülmeyen şu fiil çatılarının bu ağızda kullanılıyor olması, kısmen de olsa dönüşlülük zamirindeki işlev farklılaşması ile ilgilendirilebilir: olduğu gibi kelimesi kullanılmaktadır
adan- : Kendi kendine adakta bulunmak, adak adamak
Nihayet güçük oğlunun evine varmış. Ona, oğlum senden bir goyun isderim, adandım gurban kesecem demiş.
(Yorgancıoğlu,1988:40).
aran- : kendi kendine aramak, çok aramak
Bir gün, iki gün, beş gün canı sıkılmış padişahın. Ah keşge celladeddirmeseydim Karagözü. Bag şimdi arandım gendini. Teselli verin bana.
(Gökçeoğlu,1994:95).
aydın- : şikayet etmek, homurdanmak, kötü söz söylemek
Baban sana herşeyi yapar, sen gene da aydının.
Aydınırsa gözü kör olur.
(Yorgancıoğlu,1988:42).
aydın- fiilinin dönüşlülükten önceki fiil tabanı tek başına kullanılmaz. Arkaik bir kullanımı yansıtan bu fiilin dönüşlü çatıda olduğu, manasından anlaşılmaktadır.
bulun- : kendisini bir anda bir yerde bulmak
At bin mil yol kesdi, Dünya Güzelinin havlısında bulundu. Guşu kapdıkları gibi geri döndüler.
(Yorgancıoğlu,1988:90).
Bu fiil kendi kelimesi ile kullanıldığı zaman dönüşlü çatı istemez:
Gendini bir gasabada buldu.
(Yorgancıoğlu,1988:94).
cıvın- : kendi kendine cıvımak, telaşlanmak
Gaynana gızı görünca tanıdı, cıvınmaya başladı O zaman der yalancı gaynanaylan gızına:
- At mı isdersiniz gılınç mı
(Yorgancıoğlu,1988:88).
dağın- : kendiliğinden dağılmak
Gaynana, böyle kapıdan, eşiğinden beglerdi. Alırdı geni şöyle azıcık balıgordu kapının eşiğine endirirdi gelini, girerdi evlerne. Halk dağınırdı. Ona göredamadı alıllardı,camiye gidellerdi.
(Gürkan,1997:146).
dolan- : kendi arzusu ile, istekle dolamak
Sandık üstünde yılan
Yar kollarını boynuma dolan
(Gökçeoğlu,1994:17).
doyun – : Karnını doyurmak, doymak
Beş gün çalışıp üç gün doyunmak.
(Yorgancıoğlu,1988:61).
işen- : İşeyesi gelmek, işeme ihtiyacı olmak
Yemek bitince emreder:
İşenen işesin, sıkılan girsin rahatlasın.
(Yorgancıoğlu,1988:91).
öldürün- : kendini helak etmek, kendini öldürecek derecede çabalamak
Gızın kölgesi vurur, şeye suya. O da zanneder gendi kölgesidir. Gızı isderöldürsün. Gız deyiyor gendine. Öldürünme sen dedi gene deyilsin, benimkölgemdir.
(Gürkan,1994:117).
Bu fiilde anlamda mecaza doğru bir kayma vardır.
öldürün- fiilinde gerçek anlamda bir öldürme söz konusu değildir. İntihar etmek anlamında olduğu zaman kendi kelimesi ile birlikte dönüşlülük eki almadan kullanılır:
Garar verdi gendi gendini öldürsün da gocası elinden gurtulsun deyi. ,
Onun için garar verdim gendimi öldürecem.
(Yorgancıoğlu,1988:182).
tütün- : tütsülenmek
Ogün bu gündürinsannar zeytinyaprağıynantütünürler.
(Gökçeoğlu,1998:222).
yen- : kendi kendini yemek, kendi içini yemek
Gardaşı oğluna çağırmış.
Görürüm seni için için yeniñ. Yabancı bir adama bütün malım mülküm teslim.
Ve sana bir şey yogdur deyi kısganıñ.
(Yorgancıoğlu,1988:76).
Fiilin edilgen şekli yenil- biçimindedir:
O buyday yenildi geri verilmez, demiş.
(Yorgancıoğlu,1988:103).
SONUÇ
Dönüşlülük ifadesi gerek ölçünlü dilde gerekse ağızlarda varlığını sürdürmüştür. Ancak bu ifadeyi yansıtan yapılarda zaman zaman bazı değişikliklerin olduğu görülmektedir. Anlamdaki değişiklikleri tespit etmek, şekildeki değişiklikleri tespit etmek gibi, ilk plânda göze çarpmadığı için şimdiye kadar üzerinde pek durulmamıştır. Derleme Sözlüğüne (DS) baktığımızda, Anadolu’daki bazı ağızlarda, mesela, Hatay Antakya’da Kıbrıs ağzındakilere şekil olarak benzeyen kende kendinde, kendisinde, kenden kendisinden s.2741; kene kendisine s.2742; keni kendisini s.2743 örneklerini buluyoruz. Ölçünlü dildeki kullanılışın dışında farklı bir kullanılış arayışı içinde ağız metinlerine bakıldığı zaman bu yapıların başka örneklerinin de ortaya çıkacağı anlam bakımından da benzer örneklerin bulunacağı muhakkaktır. Kıbrıs ağzında dönüşlülük zamirinin ölçünlü dildeki kullanışların yanı sıra, ses hadiseleri sonucu gendi; geni genni gendini ; ge gene genne gendine; genneri; gennere; gennerden gibi değişik şekilleri vardır. Bundan başka dönüşlülük zamiri anlam bakımından da bir genişlemeye uğramıştır. Zamir, dönüşlülük işlevinden başka, işaret zamiri olarak da görev yapmaktadır. Şahıs ifadesinin dışında bütün canlılar için yoğun bir biçimde kullanılmakta, hatta ölçünlü dilde olmadığı hâliyle cansızları da ifade etmektedir. Dönüşlü çatılarda da, ölçünlü dilden ayrılan bazı özellikler bulunmaktadır. Ölçünlü dilin kelime hazinesinde hiç olmayan veya buradaki anlamlarıyla yer almayan bazı dönüşlü çatılı fiiller bu ağızda kullanılmaktadır. Bu fiillerden adan-, aran-, dolan-, doyun- Türkiye Türkçesinde yukarıda verilen cümle örneklerine göre adandım yerine adadım, arandım yerine aradım, dolan yerine dola, doyunmak yerine doy(ur)mak şekliyle kullanılır.
Buradaki fiillerden adan-, aran-, bulun-, dağın-, işen-, öldürün- ve yen- fiillerinin Kıbrıs ağzındaki anlamıyla ne Türkçe Sözlükte (TS), ne de Derleme Sözlüğünde yer almamıştır. Ancak, aydın- (Burdur, Antalya, Muğla / DS 1,412/),
cıvın- ( Niğde, Adana /DS 3,943/), doyun- (Bolu, Niğde / DS 4, 1568/) ve tütün- (Amasya, Muğla /DS 10,4016; DS 12, 4779/) fiilleri Derleme Sözlüğünde geçmektedir. Bu özel kullanıma sahip fiillerin Anadoludaki kullanım yerleri de, giriş kısmında temas edilen göç yerlerine uygunluk göstermektedir. Bu fiillerde görülen bir diğer özellik ise, hareketten etkilenen şahıs açısından hareket olumlu ise bir isteklilik, olumsuz ise bir aşırılık ve tezlik vardır.
KAYNAK KISALTMALARI
DS : Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü, (1963-1982), C. 1-12, Türk Dil Kurumu Yayınları: 211/ 1-12, Ankara ERDENTUĞ Nermin., (1971), Kıbrıs ve Türkiye Türk Toplumlarının Kültür Birliği, Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi (14-19 Nisan 1969) Türk Heyeti Tebliğleri, Ankara.
EREN Hasan., (1971), Kıbrıs Ağzının Kökeni, Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi (14-19 Nisan 1969) Türk Heyeti Tebliğleri, Ankara.
ERGİN Muharrem., (1986), Üniversiteler İçin Türk Dili, İstanbul.
GÖKÇE Turan., (1997), 1572 Yılında İç-il Sancağından Sürülüp Kıbrısa İskân Edilen Aileler,Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, S.2, İzmir.
GÖKÇEOĞLU Mustafa., (1994), Tezler ve Sözler, C.1, Lefkoşa 1998; C.3, Lefkoşa.
GÜRKAN Ali., (1997), Kıbrıs Ağzında Edatlar, Bağlaçlar ve Ünlemlerin Kullanım Özellikleri, Ankara.
HAKERİ Bener Hakkı., (1986) Sözcüklere Göre Kıbrıs Türklerinin Kökenine Doğru, Halkbilim Sempozyumları I. II. III. ve IV. Halkbilim
Sempozyumlarına Sunulan Bildiriler, İstanbul.
KORKMAZ Zeynep., (1992), Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara.
ORHONLU Cengiz., (1971), Osmanlı Türklerinin Kıbrıs Adasına Yerleşmesi (1570-1580), Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi (14-19 Nisan 1969) Türk Heyeti Tebliğleri, Ankara.
TS: Türkçe Sözlük, (1998), Türk Dil Kurumu Yayınları: 549, C.1-2, Ankara.
YORGANCIOĞLU Oğuz., (1998), Kıbrıs Türk Folklorundan Derlemeler Masallar, Gazimağusa
...