Kuzey Kıbrıs’a Can Suyu

 
Ali Fikret Atun
   

      Ali Fikret Atun

 
Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece                                  
Bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz.
Bu ada bizim için mühimdir. 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1)
                              .
                                                                                                                             
Kıbrıs Doğu Akdeniz’de bulunan üç büyük adanın ( Kıbrıs, Girit, Rodos) en büyüğü olup, Anadolu Yarımadası’nın güney sahilleri ile Suriye kıyılarının kesiştiği yerde, İskenderun Körfezi’nin girişinde, Türkiye için jeopolitik ve jeostratejik açıdan hayati önem taşıyan coğrafi bir mevkide bulunmaktadır. Bundan dolayı Türkiye’nin ulusal güvenliğinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir.
Kıbrıs’ın, Koruçam Burnu’ndan Anamur’a olan uzaklığı 71 Km.; Arnavut Burnu’ndan Atina’ya olan uzaklığı 831 km. ve Arnavut Burnu’ndan Girit’e olan uzaklığı 531 Km. dir. Ada’nın, doğuda Zafer Burnu’ndan, batıda Baf Limanı’na kadar uzunluğu 225 Km.; kuzeyde Koruçam Burnu’ndan, güneyde Gata Burnu’na kadar genişliği 100 Km. olup, yüzölçümü 9251 Km. karedir.
Bugün Kıbrıs’ta ayrı iki egemen devlet vardır. Bunlardan biri Ada’nın kuzeyinde Türklerin kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Devleti, diğeri Ada’nın güneyinde Rumların kurduğu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) dir. Bu iki devletin birbirleri üzerinde egemenlik hakları olmadığı gibi, birbirlrini temsil etme yetkileri de yoktur.
KKTC Devleti ile GKRY’nin Ada’daki topraklarının yüzölçümleri aşağıda görüldüğü gibidir:
KKTC bölgesinin alanı (Erenköy dahil) :3241.68 Km. kare. ( %35.4 )
GKRY bölgesinin alanı (İngiliz Üsleri dahil)  :5735.79 Km. kare. (%62.32)
Ara bölgenin alanı : 244.05 Km. kare(%2.64) 
KKTC’nin kıyılarının uzunluğu                        :396 Km.
GKRY’nin kıyılarının uzunluğu                        :307 Km.
İngiliz Üsleri’nin toplam kıyı uzunluğu          :78.90 Km.
KKTC Devleti ile GKRY arasındaki kara sınırının uzunluğu 207.83 Km. (2)
KKTC ile GKRY’nin, 2011’de, ayrı ayrı yaptıkları nüfus sayımının sonuçlarına göre Kıbrıs’ın toplam nüfusu 1.104.906 dır. Bu nüfusun 294.906’sı Türk (3); 810.000’i Rumdur. (4)
Kıbrıs’ta Akdeniz iklimi hüküm sürer. Burada yazlar sıcak,  kışlar ılık geçer. Yağmurlar genellikle kış aylarında yağar. Yaz ayları tamamen kurak geçer. Denizlerle çevrili olmasına rağmen Ada’daki yağış miktarı sınırlı olup, metre kareye düşen yıllık yağış  250 mm.’yi geçmez. (5) Bu nedenle yağan yağmurlar Ada’nın su ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Kuzey Kıbrıs’ta iklim şartlarının ve yağışın az olmasının yanı sıra nüfus artışı, sanayi ve inşaat sektörü ile tarımda meydana gelen büyüme, Ada’da sık sık yaşanan kuraklık, ihtiyaç duyulan suyun karşılanması için aşırı ölçüde su kullanılması, yeraltı ve satıh sularının azalmasına sebep olmuş; Ada’da hayati önemi olan suyu ciddi bir sorun haline gelmişti.
Kıbrıs’ta yaşayan Türk ve Rum toplumları Ada’daki su sorununa köklü bir çözüm bulmak için 1950’lerden  beri Toros Dağlarının güney eteklerinden akan sularla beslenen ve denize dökülen nehirlerden Kıbrıs’a su getirilmesinin hayalini kuruyorlardı. Bu hayal, TC Bakanlar Kurulu kararı ile 1998’de gerçeğe dönüşmeye başladı ve TC Devlet Su İşleri (DSİ), Anamur’da Dragon Çayı üzerine kurulacak Alaköprü Barajı’ndan denizin altına döşenecek borularla suyun Kıbrıs’a taşınmasına ilişkin “Kuzey Kıbrıs’a Su Temini Projesi” nin inşası konusunda Alsim Alarko ile 7Ekim 2005’de bir mutabakat belgesi imzalamış ve böylece anılan proje hayata geçirilmiştir. 
 
Dünyada bir benzeri bulunmayan ve “Asrın Projesi”, “Rüya Proje” gibi isimlerle nitelenen “KKTC’ne Su Temini Projesi”,Türkiye’den asılı boru sistemiyle deniz geçilerek Ada’nın kuzeyine suyun taşınması dört bölümden ibaretti. Bunlardan biri, Türkiye tarafında inşa edilecek Alaköprü Barajı, barajı dengeleme deposu, deniz girişi vana odasını ve dengeleme deposu ile deniz girişi vana odası arasındaki boru bağlantısını; diğer bölümü HDPE (6) borularının imalini ve boruların Akdeniz’in 250 m. derinliğine, askılı boru sistemi ile döşenmesini teşkil ediyordu. Kuzey Kıbrıs’taki bölüm, Güzelyalı pompa istasyonunun inşasını, Geçitköy Barajı’nın genişletilerek islâh edilmesini, Güzelyalı pompa istasyonu ile Geçitköy Barajı arasındaki boru hattı bağlantısının sağlanmasını, Geçitköy pompa istasyonunun yapını ihtiva ediyordu. Projenin dördüncü bölümü, arıtma tesislerinin yapımını ve isale hatlarının inşasını ihtiva eden KKTC’deki su dağıtım şebekesinin tesis edilmesi idi. (7)  
“KKTC’ne Su Temini Projesi”  ile Kuzey Kıbrıs’a yılda 75 milyon m. küp su taşıması öngörülüyordu. Bu suyun 37.76 milyon m. küpü (%50.3) içme, kullanma ve sanayide ve geriye kalan 37.24 milyon m. küp (%49.7) sulama amacıyla tarımda kullanılacaktır. Böylece, Kıbrıs’ta su kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle çekilen su sıkıntısı sona erecek, Kıbrıs Türk halkının susuzluğu giderilecek ve Kuzey Kıbrıs’ın 45 yıllık uzun vadeli su ihtiyacı karşılanmış olacaktır. Ayni zamanda, uzun yıllardan beri susuzluk yüzünden Ada’da kuru ziraatla yetinen Kıbrıs Türk halkı, bu proje ile sulu ziraat yapma olanağına kavuşacak; uygun iklim şartlarında,verimli ve geniş, arazilerde yapacakları sulu ziraatla Türk halkı bir yılda iki, üç defa mahsul alabilecek ve yüksek gelir elde etme imkânı bulacaktır. Tarımda meydana gelecek devrim niteliğinde bu gelişme, hiş şüphesiz, KKTC ekonomisine büyük ölçüde katkı sağlayacaktır. 
Dünyada bir benzeri bulunmayan, “KKTC’ne Su Temini Projesi”,nin uygulanmasına, 7Mart2011’de, Türkiye’den başlanmış ve dört yıl gibi kısa bir süre içinde, 17Ekim2015’de tamamlanarak, ayni günde, önce Alaköprü Barajı’nda (Türkiye) ve hemen ardından Geçitköy Barajı’nda (Kuzey Kıbrıs) yapılan, TC Cumhurbaşkanı, KKTC Cumhurbaşkanı ve devlet büyükleri ile halkın katıldıkları iki ayrı törenin ardından işletmeye açılmıştır. Böylece, TC Devlet Su İşleri ile KKTC Devlet Su İşleri Dairesi’nin eşgüdüm ve işbirliği içinde yaptıkları başarılı çalışmalar sonucu, askıda borulu geçiş sistemi ile Anamur’daki Dragon Çayı’nın suları, Akdeniz’in 250 m. altına döşenen borulardan geçerek Yavru Vatan Kıbrıs’a akmaya başlamıştır. 
“KKTC’ne Su Temini Projesi” 1.6 milyar Türk lirasına (yaklaşık 358 milyon İngiliz isterlini) mal olmuştur. (8) KKTC’nin ekonomik kalkınması için yapılan bu yatırım, bugüne kadar Kıbrıs Türk halkına sağladığı ve bundan sonra da sağlayacağı yardımların ve verdiği desteğin en büyüğü olmuştur. Bu proje, Türkiye’nin Kıbrıs meselesinin çözümünde uzun vadeli planının bir parçası olup, iki temel hedefi amaçlamaktadır:
1.Kıbrıs Türk halkının gelişmesine ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak ve onları kendi kendilerine yeterli bir hale getirerek kendi ayakları üzerinde durabilecekleri bir güce kavuşturmak.
2.Elli yılı aşkın bir zamandır devam eden toplumlar arası müzakerelerde Kıbrıs Türk halkının elini güçlendirmek, Ada’da, Kıbrıs meselesine, Türklerin eşit siyasi haklarına ve egemenliğine dayalı, kalıcı bir çözüm bulunmasını sağlamak: Kıbrıs Türk halkını, Kuzey Kıbrıs’ta her türlü korkudan uzak, güven içinde, özgürce ve egemen bir devlet olarak varlıklarını devam ettirmelerini mümkün kılacak güçlü bir duruma getirmek.
Türkiye’den, “KKTC’ne Su Temini Projesi” nin gerçekleşmesi ve yetkili Türk makamlarının, Rumların isteğine bağlı olarak GKRY’ne de su verilebileceğinin açıkça beyan etmeleri, toplumlar arasında devam eden müzakerelerin parametrelerini değiştireceği, Kıbrıs meselesinin çözümüne katkı sağlayacağı ve çözümü hızlandıracağı kanaatini güçlendirmiştir. Bundan dolayı, Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a taşınan suya, ayni zamanda, “Barış Suyu” denmiştir.
Türkiye’nin Kıbrıs meselesine adil, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüm bulmak için iyi niyetle ortaya koyduğu yapıcı bütün gayretlerine ve Kıbrıs’ta yarattığı olumlu bütün gelişmelere rağmen, Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi’nin güdümünden kurtulamayan Rum politikacılar Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a gelen suyun Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki nüfuzunu artırmaya ve Ada’daki durumunu pekiştirmeye yönelik olduğunu iddia etmekte ve hâlâ, Kıbrıs Türk halkının ekonomik kalkınmasını engelleyip, çökertmek için onlara karşı uyguladıkları ambargoları ve onları dünyadan tecrit etme gayretleri ile hasmane politikalarını sürdürdükleri açıkça görülmektedir.
Her geçen gün, büyüyen ekonomisi ilebölgesinde hatırı sayılır bir büyük güç haline gelen Türkiye, Rumların bu düşmanca davranışları karşısında, Kıbrıs Türklerinin ekonomik kalkınmalarını sağlamak ve Ada’daki varlıklarını refah ve güven içinde, özgürce devam ettirmelerini mümkün kılmak için onlara yardımlarını ve her alanda desteklerini artırarak sürdürmektedir. Şüphesiz, Türkiye’nin bahse konu yardımları ve desteği, doğal olarak, Kıbrıs Türk halkının ve KKTC Devleti’nin Kıbrıs’taki statüsünü yükseltmiş ve bu süreçte yapılan toplumlar arası müzakerelerde elini güçlendirmiştir. Fakat Türkiye’nin Kıbrıs Türklerine sağladığı yardımlar ve verdiği destek Rumların iddia ettikleri gibi Türkiye’nin Ada’ya ne bir müdahalesidir; ne de Kıbrıs’ta nüfuzunu artırmaya ve durumunu pekiştirmeye dönük bir harekettir. Türkiye’nin, Kıbrıs Türk halkına yaptığı yardımlar ve verdiği destek, her şeyden önce, başta AB olduğu halde, Batılı Büyük Devletlerin himayesine sığınan Rumların Kıbrıs Türklerine karşı takındıkları ve bugüne kadar kendilerine hiçbir yararı olmayan, hasmane tavrın ve uyguladıkları, mantıktan uzakher türlü ambargo ile onları dünyadan tecrit etme gayretlerinin bir sonucudur.
Eğer AB ile Rum-Yunan ikilisi Türkiye’nin Kıbrıs’ta nüfuzunu artırmasını ve durumunu pekiştirmesinigerçekten istemiyorsa, KKTC’ne uyguladıkları ambargoları kaldırmaları ve KKTC’ni dünyadan tecrit etmek için izledikleri politikalarını terk etmeleri; elli yılı aşkın bir zamandan beri sürüncemede bıraktıkları Kıbrıs meselesini çözmeleri gerekmektedir. Toplumlar arası görüşmelerin bir defa daha başarısızlığa uğraması halinde, Ada’da her alanda güçlü bir varlık haline gelmiş olan Kıbrıs Türk halkına KKTC Devleti’nin tanınmasını istemekten başka bir seçenek bırakmamış olacaklardır.(9)
Sonuç:
Dünyada bir eşi bulunmayan, Türkiye’den KKTC’ne denizin altına döşenen borularlar suyun taşınması projesinin gerçekleştirilmesi, Türk mühendisliğinin bilgi, beceri, olanak ve yeteneklerinin cesameti ile ilimde kat ettiği mesafenin büyüklüğünü ortaya koymuş; Türk ulusu ile onun ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkını gururlandırmış; Kıbrıs Türk halkının Ada’da refah içinde, her türlü korkudan uzak, özgürce varlığını devam ettirmesini mümkün kılacak en büyük yardımı teşkil etmiştir.
Şimdi, KKTC Devlet Su İşleri Dairesi’ne çok önemli iki görev düşmektedir. Bunlar:
1.Kuzey Kıbrıs’ta mevcut su kaynakları ile Anamur’dan Dragon Çayı üzerine kurulan Alaköprü Barajı’ndan Kuzey Kıbrıs’ta Geçitköy Barajı’na gelen suyun bir plan dahilinde koruma altına almak.
2.Kuzey Kıbrıs’ta mevcut su kaynakları ile Türkiye’den gelen suyun bir program dahilinde ve en ekonomik bir şekilde ve tasarruflu olarak dağıtımını sağlamak ve azami ölçüde gelir elde etmek için gerekli tedbirleri zamanında almak.
Türkiye’den deniz altına döşenen borularla KKTC’ne su götüren projenin gerçekleşmesi, Kıbrıs’ta yegâne devlet olduklarını iddia eden Rumların bu savlarının doğru olmadığını; 1960 “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türklerini temsil etmediğini; Ada’da, Kıbrıs Türk halkının kurduğu ayrı bir KKTC Devleti’nin bulunduğunu açıkça ortaya koymuştur. 
Akdeniz’in altına döşenen borularla Türkiye’den, KKTC’ne içme ve sulamada kullanılacak suyun taşınması ile Kıbrıs, ana karnındaki bebeği anneye bağlayan göbek bağı gibi, Ada’yı fiziki olarak Anadolu’ya başlamıştır. Ana Vatan’dan gelen can suyu, KKTC’nin gelişmene; ekonomik kalkınmasına ve refaha kavuşmasına önemli katkıda bulunacak; Kıbrıs Türkü’nün evlad-ı fatihanın topraklarında sonsuza kadar özgürce yaşamını sürdürmesini mümkün kılacak; Kıbrıs’ı, yeniden kadim Yeşil Ada adına kavuşturacaktır.
Denilebilir ki, Kıbrıs Türk halkının, “KKTC’ne Su Temini Projesi” nde emeği geçenlere, Anavatan Türkiye’ye ve yüce Türk ulusuna gönül borcu, şükran ve minnet borcu vardır. Büyük Türk milleti, su gibi aziz ol.
 
Dip Notları:
(1). Halil Fikret Alasya, Tarihte Kıbrıs, Ulus Ofset Tesisleri Lefkoşa-Kıbrıs; Şubat 1998. S:xxı.
(2). Harita mühendisi bir subay olarak Türk Silâhlı Kuvvetleri’nde (TSK) uzun yıllar görev yapmış ( E ) Müh. Hrt. Yb. Halil Giray’ın Kurucusu olduğu KKTC Harita Dairesi Müdürü olduğu dönemde yapmış olduğu hassas çalışmalar sonucu ulaştığı bilgi ve belgelerden alınmıştır.
(3). Kuzey Kıbrıs’ta 4Aralık2011’de yapılan nüfus sayımı. Kıbrıs Postası, 10Aralık2011.
(4). Güney Kıbrıs’ta, 25Aralık2011’deyapılan nüfus sayımı.
(5). W. B. Fisher, TheMiddle East, MathuenAndCo. Ltd.,London (6.Baskı). s:429.
(6). HDPE (High DensityPoliethylen- Yüksek Yoğunluklu Polietilen) boruları her biri 1600 mm. Çapında, 500 m. uzunluğunda yekpare borulardır.
(7). Geçitköy-Lefkoşa; Lefkoşa-Girne; Lefkoşa-Yeni İskele-Magosa; Yeni İskele Dipkarpaz isale hatları.
(8). RebeccaBraynt, Cyprus “peacewater” Project: how it wouldaffectGreek-Turkishrelatıons on theisland, http://bit.ly/208ezsq.
 
 
Ali Fikret Atun
 

 

Sayfamızı Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0 )
  • ...

Yorum Ekleyin