Kusios Türkiye'ye Daha Sert Yaptırımlar Uygulanması Konusunda

Lefkoşa, 28 Temmuz 20 (T.A.K): Rum Hükümet Sözcüsü Kiriakos Kusios, doğalgazla ilgili “mücadelede” Türkiye’ye daha sert yaptırımlar uygulanması gerektiğini söyledi.

Haravgi gazetesinin haberine göre, Alman radyo kanalı “ARD”ye röportaj veren Kusios, Türkiye’nin uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve AB’nin buna net şekilde, daha sert yaptırımlar uygulamak kaydıyla tepki göstermesi gerektiğini iddia etti.

Habere göre Kusios, AB’nin şu ana kadar gerçek anlamda sınırlarını koruduğunu göremediklerini ifade ederek, bu sınırların “Kıbrıs ile Yunanistan” olduğunu kaydetti.

Kusios, AB’nin birçok kez Türkiye’yi yabancı sulardaki sondaj faaliyetleri nedeniyle kınadığını ve birtakım yaptırımlar uyguladığını; ancak bu yaptırımların Türkiye’nin pek fazla “canını yakmadığını” belirtti.

Yaptırımların ekonomi, ticaret ve diğer alanlara genişlemesi gerektiğine işaret eden Kusios, Türkiye’nin mali açıdan AB’ye bağlı olduğunu öne sürerek, bu baskı aracının AB tarafından kullanılması gerektiğini söyledi.

(GE/HÖ)

LİMASOL’DAKİ VAKALAR DÜŞÜNDÜRMEYE DEVAM EDİYOR

Lefkoşa, 28 Temmuz 20 (T.A.K): Limasol’daki son zamanlarda yeme-içme alanlarında ve spor yapılan yerlerdeki asemptomatik hastaların yol açtığı koronavirüs vakalarının yetkilileri yoğun endişe içerisine soktuğu belirtildi.

Alithia gazetesi “Limasol, Canı Burnunda” başlıklı haberinde, gerek Rum Sağlık Bakanlığı’nın, gerekse epidemiyoloji uzmanlarının, Limasol’da son günlerde koronavirüs vakalarının artış göstermesi üzerine, Güney Kıbrıs’taki pandeminin yeniden canlandığına yönelik endişe taşıdığını yazdı.

Güney Kıbrıs’ta, önceki dönemdeki olumlu epidemiyolojik olguların, önleyici tedbirlerden dolayı, korona virüsün aşıldığı imajı yarattığını yazan gazete, Limasol’da, koronavirüs vakalarının artışının önlenmesi için bir karantina uygulanmasının en son çözüm olarak düşünüldüğünü belirtti.

Habere göre, Limasol Belediye Başkanı Nikos Nikolaidis, bölgeye karantina uygulanmasının en son çözüm olarak görüldüğünü belirtirken, böylesi bir olumsuz gelişmenin yaşanmaması için herkesin elinden geleni yapacağını söyledi.

Nikolaidis, belediye olarak devletin ilgili birimleriyle sürekli temas halinde olduklarını ve durumu sürekli değerlendirdiklerini ifade etti.

Bölge sakinlerine pandeminin maalesef henüz ortadan kalkmadığını anımsatan Nikolaidis, herkesin, yerel makamların ve özellikle halkın kendi üzerine düşenleri yapması gerektiğini vurguladı.

Nikolaidis, bir başka açıklamasında ise genel bir gevşemenin bulunduğunu, bunun sadece Limasol değil, tüm Güney Kıbrıs’la ilgili olduğunu, bununla birlikte Limasol için riskin daha fazla olduğunu söyledi.

Limasol’da çalışan ve sürekli gidip-gelen yabancının çok bulunmasına bağlı olarak yoğun bir sirkülasyon bulunduğunu söyleyen Nikolaidis, ciddiyet, kararlılık, sosyal mesafe ve bireysel korumaya gereksinim olduğunu da anımsattı.

BİLİM KURULU ΤΕDİRGİN

Alithia gazetesi, bir başka haberinde Limasol’da tespit edilen vakaların,  Rum Bilim Kurulu’nda tedirginlik yarattığını ancak endişe taşımadığını yazdı.

Habere göre, Kıbrıs Avrupa Üniversitesi’nin enfeksiyon uzmanı, patolog Doç. Konstantinos Tsiutis, yaptığı açıklamada, makul bir endişenin var olabilmesi için vaka sayısının çok kısa sürede fırlamasının gerektiğini belirtti.

Tsiutis, günde her bin testte 5 vaka görülürse ve bu ilerleyen günlerde de devam ederse, o zaman katı önlemlerin alınmasından söz edilebileceğini söylerken, şu anda epidemiyolojik durumun araştırıldığını ve artan denetimlerin yapıldığını ifade etti.

Bir tedirginliğin söz konusu olduğunu çünkü bazı vakalarda, enfekte kaynağının tespit edilemediğini ve 20 gün önce başladığından yayılma görüldüğünü ifade eden Tsiutis, 20 gün sonra enfekte kaynağının ne olduğunun belirlenmesinin zor olduğunu da söyledi.

Rum Bilim Kurulu üyesi Petros Karayiannis ise yaptığı açıklamada, sosyal mesafe ve korona virüsten korunmaya yönelik önlemlerde endişe verici bir gevşemenin söz konusu olduğunu belirtti.

Karayiannis, ardı ardına 2-3 gün 10’un üzerinde vaka tespit edilmesi halinde durumların endişe verici boyuta geleceğini söyledi.

Karayiannis tedbirlerin bırakıldığını, özellikle sahillerde sosyal mesafe kurallarına uyulmadığını, antiseptik kullanılmadığını hatta kucaklaşma, tokalaşma gibi durumların da yaşandığına dikkat çekti.

YENİ VAKALAR LİMASOL’DAN

Alithia ve diğer gazeteler, Güney Kıbrıs’ta yapılan bin 855 test neticesinde 3 yeni korona virüs vakasının tespit edildiğini, 3’nün de Limasol bölgesinden olduğunu yazdı.

Toplam vaka sayısının bin 60’a çıktığını yazan gazete, vakalardan 1’nin Güney Kıbrıs’ta yaşayan ve kısa bir süre önce ülkesi Filipinlerden dönen ve ev karantinasında olan bir kadın olduğunu belirtti.

Gazete, Limasollu olan  diğer 2 vakanın  ise, 24 Temmuz’da tespit edilen vakaların temaslıları olduğunu da yazdı.

TEST YAPMAYI RET EDEN ÇİFT

Öte yandan Fileleftheros gazetesi, Mikonos Adası’ndan, Baf Havalimanı’na, küçük çocuğu ile birlikte gelen Kıbrıslı Rum çiftin, rastgele test için alınacaklarını duydukları zaman olay çıkarttığını yazdı.

Bahse konu çiftin, Baf Havalimanı personeline yoğun tepki gösterdiğini yazan gazete, çiftin testi yapmayı ret ettiğini ve kargaşaya neden olduklarını belirtti.

Kadının, havalimanı personeline karşı tehditkar davranışlar sergilediğini ve bir çalışana saldırdığını belirten gazete, çalışanın ise polise şikayette bulunması üzerine bahse konu kadına polis tarafından dava okunduğunu da yazdı.

Habere göre, kadının eşi de Covid-19 ile ilgili talimatlara uymamakla suçlandı.

(FK/FEZ)

POLİS HABERLERİ

Lefkoşa, 28 Temmuz 20 (T.A.K): Aradip sanayi bölgesinde dün içerisinde arabaların da bulunduğu bir deponun kundaklandığı belirtildi.

Alithia gazetesi, depoda, kundaklama sonucu çıkan yangının itfaiye ekipleri tarafından söndürüldüğünü yazdı.

Habere göre, polis ve itfaiye ekipleri yaptıkları ilk araştırmada yangının kundaklama neticesinde çıktığına dair şüpheli bulgulara rastladı.

Fileleftheros gazetesi, Limasol’da dün sabaha yakın bir büfeye silahlı soygun gerçekleştirildiğini yazdı.

Gazete, elinde bıçak bulunan ve yüzü kamufle edilen bir kişinin, büfeye girerek büfe sahibini tehdit ettiğini, kasada bulunan paraları çaldığını daha sonra ise olay yerinden kaçtığını belirtti.

Habere göre, polis, şüpheliyi bulmak için araştırma başlattı.

(FK/FEZ)

GÜNEY KIBRIS İLE YUNANİSTAN ORTAK ARAMA-KURTARMA TATBİKATI GERÇEKLEŞTİRDİ

Lefkoşa, 28 Temmuz 20 (T.A.K): Güney Kıbrıs ile Yunanistan’ın, dün, “SALAMİS-03/20” adlı arama-kurtarma tatbikatı gerçekleştirdiği bildirildi.

Alithia gazetesi, ileri sürülen “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sorumluluk alanı” içerisinde gerçekleştirilen tatbikata Yunan “KANARİS” fırkateyni, Rum Yönetimi’ne ait arama-kurtarma helikopteri ve Rum Sağlık Hizmetleri personelinin iştirak ettiğini yazdı.

Haberde, Yunan Deniz Kuvvetleri’nin “Kıbrıs’ın deniz bölgesindeki” sürekli varlığının, denizdeki tehlikeli durumların göğüslenmesi için ortak prosedür geliştirilmesine önemli katkıda bulunduğu savunuldu.

(GE/HA)

TÜRKİYE’NİN NAVTEX’İ VE ORUÇ REİS’İN FAALİYETLERİ GÜNDEM OLMAYA DEVAM EDİYOR

Lefkoşa, 28 Temmuz 20 (T.A.K): Türkiye’nin 23 Temmuz’da yayınladığı NAVTEX ile Oruç Reis gemisinin faaliyetleri, Rum gazetelerinde gündem olmaya devam ediyor.

Fileleftheros gazetesi, “Rus Tatbikatlarını Sabote Ediyor… Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Yükümlülük Bölgesi İçin Yasadışı NAVTEX İlan Etti” başlık ve spotuyla aktardığı haberinde, Türkiye’nin 23 Temmuz’da yayınladığı ve 18 Ağustos’ta füzelerle yapacağı tatbikatla ilgili NAVTEX ile, Rusya’nın söz konusu tarihlerde yapacağı tatbikatı “sabote ettiği” iddiasına yer verdi.

 

Gazete “Ankara Tahkim Edilmemiş Devletler Talep Ediyor” başlıklı haberinde de, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Milliyet gazetesine Ege adaları ve Kıbrıs konusunda vermiş olduğu röportajı yansıtarak, Oktay’ın “Türkiye’nin nefesini kesmeye çalışan kendi nefesini kesmiş olur” söylemini öne çıkardı.

Oktay’ın röportajı, Haravgi gazetesinde “Doğal Zenginliğin Paylaşımı Kırmızı Çizgimizdir”, Alithia gazetesinde de “Türk Başkan Yardımcısı: Kıbrıs ve Ege Adaları Kırmızı Çizgimizdir… Türkiye’nin Nefesini Kesmeye Çalışan Kendi Nefesini Keser” başlıklarıyla yansıtıldı.

Bu arada Alithia gazetesi “Oruç Reis İle Türk Oyunları” başlıklı haberinde, Ege ile Doğu Akdeniz’deki gerginliğin azaltılmasından bahsedildiği ve savaş gemilerinin aşamalı olarak bölgeden ayrıldığı şu dönemde, Oruç Reis sismik araştırma gemisinin Antalya bölgesinde demirli olduğuna ve sismik araştırmalara başlayacağına dair Türk basın yayın organlarında haberler çıkmaya devam ettiğini yazdı.

(GE/HA)

UNFICYP’İN GÖREV SÜRESİNİN UZATILMASIΝΑ İLİŞKİN KARARIN BUGÜN ONAYLANMASI BEKLENİYOR

Lefkoşa, 28 Temmuz 2020 (T.A.K): Kıbrıs’ta görev yapan Birlemiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün (UNFICYP) görev süresinin 31 Ocak 2021 tarihine kadar uzatılmasına ilişkin kararın, gün içerisinde BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmasının beklendiği haber verildi.

Politis gazetesi, “Karar… Kıbrıs Sorununa Ekim’den İtibaren Bakıyoruz- Artırılmış İki Toplumlu İşbirliği Talebiyle UNFICYP’in Görev Süresinin Uzatılması - Gözler Ekim Ayındaki Seçimlerdeyken UNFIYCP’in Görev Süresinin Uzatılması” başlıklarıyla manşetten ve iç sayfadan geniş yer verdiği haberinde, UNFICYP’in görev süresinin 31 Ocak 2021 tarihine kadar uzatılmasına dair kararın, gün içerisinde BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmasının beklendiği yazdı.

UNFICYP’in görev süresinin uzatılmasının “kesin” olarak addedildiğini yazan gazete, BM içerisinden kaynakların ise, esasında geçtiğimiz Ocak ayındaki ilgili kararda yer alan noktaların yinelenmesini teşkil eden bir karardan söz ettiklerini belirtti.

Bununla birlikte kararda güncellenmiş noktalar bulunduğunu ve bunların özel bir öneme sahip olduğunu kaydeden gazete, kararın temel noktalarından birinin “herhangi bir gelişmenin önümüzdeki Ekim ayı ve KKTC’deki seçimlerin sonrasına aktarılması olduğuna” işaret etti.

Gazete, kararın içeriğiyle ilgili ikinci temel unsurun, BM Güvenlik Konseyi’nin taraflar arasındaki işbirliğinin artırılması ihtiyacına ilişkin ifadeleri ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ın, iki toplumlu teknik komitelerin rolü ve çalışmasının düzeyinin yükseltilmesine dair ısrarları olduğunu da savundu.

Kararda örneğin sınır kapıları meselesi gibi pandemi aracılığıyla ortaya çıkan birçok unsurun da kayda geçirildiğini belirten gazete, bu hususta, sınır kapılarının (epidemiyolojik olgular izin verdiğinde) en kısa sürede işbirliği ve eşgüdüm içerisinde açılmasına dair bir öneride bulunulduğunu kaydetti.

Kararın içeriğinde, pandemi konusunda taraflar arasında işbirliği bulunduğu fakat bunun sınırlı olduğunun belirtildiğini de yazan gazete, tarafların, gerek iki toplumlu teknik komiteler, gerek de UNFCYP’le işbirliği içerisinde, ortaya çıkan askeri boyuta sahip konularla ilgili doğrudan temas mekanizması oluşturulması aracılığıyla, önümüzdeki dönemde iki toplumlu işbirliğini artırmaya çağrıldıklarını ifade etti.

İki tarafın ve müdahil tarafların, bu noktada, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar’ın 1 Mayıs’ta taraflara sunduğu öneri temelinde “taraflar ve ilgili müdahil taraflar arasında doğrudan askeri temaslarda bulunulmasına ilişkin etkili bir mekanizma meydana getirilmesi için, iş birliğinde bulunmaya çağrıldıkları” da belirtildi.

Gazete gerek Guterres’in raporlarında, gerek de UNFIYCP’e ilişkin raporda, uluslararası faktörün Kıbrıs sorununa çözüm bulunamaması, aynı zamanda özlü müzakereler olmamasına ilişkin yaygın bir endişesi bulunduğunu da belirtti.

Kararda, iki tarafın aynı zamanda müdahil tarafların, müzakere masasına geri dönülmesini desteklemeyen herhangi bir söylemden, aynı zamanda Kıbrıs çevresindeki hidrokarbonlarla ilgili herhangi bir kışkırtıcı eylemden uzak durmaya çağrıldıkları da belirtildi.

Kararda, geçtiğimiz Kasım ayında BM Genel Sekreteri ve liderler arasında Berlin’de yapılan görüşmenin sonucunun teyit edildiği ve önümüzdeki ekim ayında KKTC’de yapılacak seçimlerin ardından, müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin zemin bulunmasının çabalanmasının beklendiği de kaydedildi.

Gazete, ileri sürülen “Türk provokasyonları” konusundaki ifadelerin, geçtiğimiz Ocak ayındaki karardaki ifadelerle “az çok aynı olduğunu” da yazdı.

Kapalı bölge Maraş’la ilgili ifadelerin geçtiğimiz Ocak ayındaki karara göre biraz iyileşmiş olduğunu da savunan gazete, çünkü BM Güvenlik Konseyinin, uluslararası örgütün ilgili kararların öngördüğünün haricinde başka bir çözümün kabul edilemeyeceğini netleştirdiğini ekledi.

Fileleftheros gazetesi ise “Üçünden Önemli Yardım- Rusya, Çin ve Fransa’nın Katkısıyla BM Güvenlik Konseyi Kararında İyileştirmeler- Karar İyileştirmelerle” başlıklarıyla manşetten yer verdiği haberinde, “elde ettiği bilgilere” dayanarak, Rum kesiminin BM Güvenlik Konseyinin UNFICYP’in görev süresinin uzatılmasına ilişkin kararında, yeteri kadar iyileştirme yapılmasını başarmış göründüğünü öne sürdü.

Gazete yine “elindeki bilgilere” dayanarak, bu değişikliklerin gerçekleştirilmesi için, Rusya, Çin ve Fransa’nın katkısının belirleyici olduğuna işaret etti.

Gazete “elde ettiği bilgilere” dayanarak, Rum kesiminin olumsuz olduğuna karar verdiği noktalarda tepkide bulunulduğunu ve Rusya ile Çin heyetinin katkısı aynı zamanda Fransa’nın yardımıyla üslubun iyileştirilmesinin başarıldığını savundu.

Rum kesiminin elde ettiği görülen önemli şeylerden birinin, kararda, kapalı bölge Maraş’la ilgili 550 ve 789 sayılı kararlar konusunda açık bir ifade yer alması olduğuna da işaret eden gazete, İngilizlerin hazırladığı başlangıçtaki metinde aynı zamanda BM Güvenlik Konseyinin geçmişteki kararlarında, Maraş’ın yasal sakinlerine iade edilmesine açıkça atıfta bulunan 550 sayılı kararla ilgili bir ifade bulunmadığını ileri sürdü.

Haberde, kararın, Rum kesiminin iyileştirilmesi için hareket ettiği olumsuzlukları arasında “provokasyonlar konusundaki yaklaşım ile askeri düzeydeki diyalog konusunun” bulunduğunu da belirtti.

Öte yandan gazete, Rum Siyasi Başkanlarının bugün Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis başkanlığında toplanacağını ve gündemdeki tüm gelişmeleri ele alacağını da aktardı.

Gazete iç sayfadan yer verdiği haberinde ise, BM Güvenlik Konseyi’nin UNFIYCP’in görev süresinin uzatılmasına ilişkin karar taslağıyla ilgili “sessiz prosedürün (silent procedure)” dün akşam tamamlandığını ve hiçbir üyenin prosedürü bozmadığı andan itibaren, taslağın kesinleştiğini ve bugün onaylanması için BM Güvenlik Konseyi Genel Kurulu’na yönlendirildiğini belirtti.

Rum kesiminin, kararda, Berlin görüşmesi ve görüşmede liderler ile BM Genel Sekreteri’nin müzakerelerin gidişatına ilişkin mutabakata vardığı şeylere atıfta bulunulmasını başardığını yazan gazete, Akyar konusundaki ifadenin de “güçlendiğinin görüldüğünü” savundu.

Gazete kayıplar konusundaki yaklaşımın da olumlu olduğunu ekledi.

Haber Alithia gazetesinde “UNFIYCP’in Görev Süresi Uzatılıyor- BM Genel Sekreteri Sınır Kapılarının Açılmasını Bekliyor” başlığıyla yer aldı.

HRİSTODULİDİS

 

Öte yandan Alithia gazetesinde yer alan bir habere göre, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ise dün Alpha’ya yaptığı açıklamada “caydırıcı güç olmaması” konusunu ortaya koyarak, bunun Rum Yönetimi’nin üzerinde düşünmesi gereken bir zayıflık olduğunu söyledi.

Caydırıcı bir güç olmamasının, Rum Yönetimi’nin ezelden bu yana sahip olduğu bir zayıflık olduğunu yineleyen Hristodulidis, gerek AB, Almanya veya ABD’nin arabuluculuğuna bakmalarındaki temel sebeplerden birinin sıcak olay yaşanması tehlikesi olduğunu ve bunun olması halinde ise, hiç kimsenin güvenli bir şekilde bunun nasıl gelişme göstereceğini öngöremeyeceğini savundu.

Ne yazık ki kendi durumlarında bu caydırıcı gücün bulunmadığını dile getiren Hristodulidis, bunun herkesi düşündürmesi gerektiğini yineledi.

Hiçbir durumda caydırıcı gücün problemlerin çözümüne yol açmadığını da belirten Rum bakan, sözlerini kısaca şöyle sürdürdü;

“Herkesin, sıcak bir olayın kontrol edilemez bir duruma yol açabileceği ve bunun Türk provokasyonlarının ele alınması çabalarına yardımcı olmadığı konusunda bir dezavantaj ve korkuya sahip olduğumuzun farkında olduğunu düşünüyorum. Fakat herhangi bir yanlış anlaşılma olmaması için, caydırıcılık olasılığından söz ettiğimi yineliyorum. Tam anlamıyla hiçbir durumda, bu tarz araçlar kullanarak, sorunların çözülebileceğini düşünmüyorum.”

Bu durumun tersine çevrilmesi için atılabilecek adımlarla ilgili bir soruya karşılık ise Hristodulidis, bunun bir günden diğerine yapılabilecek bir şey olmadığını, bununla birlikte “Kıbrıs gibi küçük bir ülkenin, Türkiye’nin tehditlerini ele alacak pozisyonda olması için, elde edebileceği bütün araçları değerlendirerek, adımlarını planlaması gerektiğini” ifade etti.

Hristodulidis, kullandıkları aracın diplomatik, politik ve hukuki araçlar olduğunu da sözlerine ekledi.

(İY/HÖ)                                   

 

Sayfamızı Paylaşın:

Etiketler:

Sayfa Yorumları (0 )
  • ...

Yorum Ekleyin